Kimilerine göre tatil fırsatı, kimilerine göre kazanç haftası, kimilerine göre dost ve yakınları görme, hasretlikleri giderme, vacip olanı yerine getirme günleri, kimilerine göre de eve hayır sahiplerince getirilecek etleri çoluk çocuk bir yıla inat doya doya yeme günleri bu bayram. Hepimize hayırlı olsun…

Kurban Bayramı bu, et çok tüketilir. Hatta sanki sadece et tüketilmesi gereken bir bayram olarak algılanabilir. Oysa eti kavurma veya ızgara yapıp kalanını da dondurucuya atmak değil, normal yaşantımızı sürdürürken, etin büyük bir kısmını fakir fukaraya dağıtmak, ihtiyaç sahiplerinin yüzünü güldürmektir amaç. Bu asil duygular ile bayram yapanlara ne mutlu.

Günümüzde et yeme konusu tartışmaya çok açık. Bazı bilim insanları et ağırlıklı yemenin özellikle sindirim sistemi kanserlerini artırdığını söylerken bazıları da tersini söylemekte. Gerçek şu: Binlerce yıldır et yiyoruz. Kaynaklara göre eski dönemlerde günümüzde yediğimizin 5 katı kadar et yememize rağmen sindirim sistemimizde kanser gelişme olasılığı çok enderdi. Doğada kendi halinde yetişen yeşilliklerin her birisi omega-3 kaynağıdır. İnsan eli değdiği zaman ise olay tersine dönerek omega-6 ağırlıklı yeşillikler oluşmaktadır. Bu omega-3 zengini yeşillikleri yiyen otçul hayvanların da etleri son derece sağlıklı olmakta, bunu yediğimizde ise Koenzim Q 10, demir, D vitaminini de bol olarak vücutlarımıza almaktayız. Yani doğanın dengesi ile oynamadığınız ve bu doğal zincirin halkalarını koparmadığınız sürece sofranıza kadar gelen et mükemmel bir gıda.

Midemizde karbonhidrat sindirimi hemen hemen hiç gerçekleşmez. Midemiz proteinlerin sindirilmesi için gerekli maddeler ile donatılmıştır. Bu nedenle et ile birlikte yenilmesi gereken gıdalara çok dikkat edilmesi gereklidir. Ev yapımı bir çorba, bol yeşillik, ev yapımı turşu, limon, doğal sirke midenize inen etin sindirilmesi için mükemmel gıdalardır. Ancak et ile birlikte meyve de dahil olmak üzere alacağınız şekerli bir yiyecek sindiriminizi bozar. Protein ile şeker iyi birer arkadaş olmadığı için daha midenizin içinde iken kolesterolü oksitleyip kötü hale sokacak adımları atar, bağırsaklarınızı kokuşturursunuz.

Toplumumuzda, hele gençlerde demir eksikliğine sık rastlamaktayız. Kırmızı et iyi bir demir kaynağıdır. Demir eksikliğinde kişi bitkin, kuvvetsiz hale düşer. Depresyondan tutun da zekasını tam olarak kullanamaycak durumlara düşebilir. Et içerisinde bulunan Koenzim Q 10 adlı madde kalp kasının kuvvetli olması için şarttır. Günümüzde et ve sakatatlardan bu maddeyi alabiliyoruz. Bu nedenle özellikle çocuklarımız ve gençlerimiz sağlıklı olduğuna inanılan eti hakkı ile yemekten korkmamalıdır.

Ömrümüzün ilk yarısı ikinci yarısını beklemekle, ikinci yarısı da ilk yarısının hasretiyle geçer (N.Fazıl Kısakürek). 2016 yılı Kurban Bayramımız sağlık, huzur ve hayırlar getirsin.