‘Yeis öyle bir bataktır ki, düşersen boğulursun, Azmine sarıl sımsıkı, bak ne olursun’ diyor M.Akif. Obezite ve diyabet günümüzde o kadar hızlı bir artış hızına sahip ki burada ne doktorlar, ne de ilaçlar tek başına derde deva. Azmederek bu işi ekip ruhu ile yani hasta ve hekim birlikte çözmek zorundalar.
Öncelikle kalori hesabını bir tarafa bırakacaksınız. Zayıflamaya, kan şekerini düşürmeye karar veren bir kişi şunları çok iyi bilmek zorundadır. 1- Vücutta her gıda parçası farklı biyokimyasal yollara girer. Yani her kalori birimi farklı süreçlerden geçer. Fruktoz da bir şekerdir glikoz da. Ancak aynı miktarlarda alındıklarında fruktoz yağa kolaylıkla çevrilirken glikoz işleme girer, enerji için tercih edilir. 2-Yiyecekler sindirim işlemine girdiklerinde, kendilerinin sindirilmesi esnasında belli bir enerjinin harcanmasına da neden olurlar (termodinamik etki). Şöyle ki 100 kalorilik bir poğaçayı yediğinizde bunun sindirilmesi esnasında 6 kalori harcanırken 100 kalorilik bir yumurtanın sindirilmesinde 30 kalori harcanır. 3- Farklı gıdalar doyma üzerine farklı etkiler gösterirler. 500 kalorilik bir dondurma sizi doyurmayabilir ama 500 kalorilik bir yumurtalı ıspanak sizi doyurabilir. Bu özelliğe doyma indeksi denilir. 4- Glisemik indeksi düşük gıdalar (daha az karbonhidrat içeren gıdalar) aynı kaloride olsalar bile diğer gıdalara göre daha fazla kilo kaybına neden olurlar.
Karnınızı doyurmadan zayıflamaya çalışırsanız çok kısa sürede pes edersiniz. Çok garip gelse de karnınızı doyurarak kilo vermek zorundasınız. Burada karıştırılan nokta doymak ile patlayana kadar yemek yemenin aynı şeyler olmadığıdır. Açlık insana her şeyi yaptırır. Göçlere neden olur, binlerce mil öteden gelip bir yerleri işgal ettirir, kötü yola düşürür. Dünyanın en dayanılmaz hissi açlık hissidir. Bu nedenle günlük ihtiyaçlarınıza yetecek kadar dengeli beslenecek ve hareketinizi artırarak yağlarınızı yakacaksınız. Bu yolla asla kas kaybetmeden kolayca yağlarınızı enerji havuzuna sokarsınız. Binlerce yıldır bedenimiz buna göre dizayn edilmiştir ve aksi mümkün değildir. Boğazınızdan keserek katı diyetler uyguladığınızda kaybettiğiniz kiloların yarısı kaslarınızdan gider. Kaslar bir binayı ayakta tutan kirişler gibidir. Binanız erken çöker.
SAÇ KAYBINI ÖNLEYEN GIDALAR
Bu konuda bana çok soru geliyor. 28.01.2019 Cynthia Cobb imzalı bir makale bu gıdaları şöyle sıralıyor: Haftada 3 günden fazla maydonoz ve fesleğen yenmeli. Yumurta, balık, kanatlılar ve doğal yağları içeren gıdalardan gelen protein ve yağlar yararlı. Kuruyemişler içinde bu konuda öne çıkan fındık (çiğ). Eksik olmaması gereken vitaminler A, D, biyotin, mineraller ise demir, selenyum ve çinkodur.
Saçlara ısıl işlem uygulaması, at kuyruğu, dar örgüler beslenmeyi bozarak saç kaybı yapmakta. Perma, boyama ve başka kimyasal uygulamalar da saç kaybını artırmaktadır.
Zeytinyağı başta olmak üzere Hindistan cevizi yağı, jojoba ve sedir ağacı yağları ile lavanta, limonotu, biberiye, üzüm çekirdeği yağlarının lokal uygulamaları da saç dibine yararlı. Yazar üstüne basa basa günde 2 kez uygulanan soğan suyunun kükürt bileşenler içermesinden dolayı yapılan çalışmalarda % 87 oranında saçlar için faydalı olduğunu bildiriyor.
Saçları ile sıkıntıda olanlara teselli olur mu bilmem ama Dostoyevski diyor ki; Kelle kesildikten sonra saçların ardından ağlanır mı?