Dr. Mete Ekşioğlu
Dr. Mete Ekşioğlu
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Derdi veren dermanını da verir

Halk arasında çok kullanılan bir deyimdir. Hastalıklar arttı, hastalar arttı, ilaçlar arttı diye hastalıkların dermanı pek yok gibi düşünebilir insan. Ancak öyle bir anda şu aklınıza gelsin; Mevlana’nın dediği gibi belki de ayağınıza batan dikenler aradığınız gülün habercisi olmaya yeter.

Yapılan bütün gözlem ve çalışmalar diyor ki, insülin seviyeniz normal ise ve kas gücünüz yerinde ise uzun ve sağlıklı yaşıyorsunuz. Bu son derece kesindir. İnsülin seviyenizi artırmayan gıdalar ile beslendiğinizde yaşlanma süreniz uzuyor. Yani beslenme alışkanlıkları sağlıklı olup olmamamız ile yakın ilişkili. İnsan vücudu hareketli olmak üzere tasarlanmıştır. Hele hele spor yapıyorsanız yaşlanma sürecini daha da uzatabiliyorsunuz.

Kaliforniya Üniversitesi Moleküler Biyoloji Uzmanı Cynthia Kenyon yaşlanmayı kontrol eden bazı genlerin varlığını tespit etmiştir. Ama bu genlerin büyük oranda insülin etkisi altında olduğunu da tespit etmiştir. Şöyle açıklarsam kolay anlaşılır: Anne ve babanız 90’ları bulmuş olabilir. Ama sizin insülin ile sıkıntılarınız var ise siz bulamazsınız. Ya da anne ve babanız 60’lı yaşlarda ölmüştür ama siz kendinize dikkat edip iyi bir insülin ve kas seviyesine sahip olursanız 90’lara ulaşabilirsiniz.

O zaman 2 örnek insan profili çizelim. İlki, çocukluğundan itibaren makarna, pilav, ekmek, şekerli ve kızartmalı gıdalar, rafine edilmiş yani besleyici özelliklerden fakir gıdalar ile karnını doyuran, asitli içecekleri sofrasından eksik etmeyen biri olsun. Akşam yemeğinden sonra TV karşısında saatler geçiren ve elinde patlamış mısırı, meyveler ve atıştırmalıklar ile uykuya dalan, egzersiz günlüğü sadece evden arabasına kadar attığı adımlardan ibaret olan bu kişi ileride kalp damar hastalıkları, diyabet ve obezite başta olmak üzere pek çok hastalığa yakalanacaktır. Tetkikler, hekimler, tedaviler, ilaçlar derken orta yaş tam bir işkenceden ibaret olacaktır.

Oysa çocukluğundan itibaren beslenmesine dikkat eden (hatta daha gebeliğe karar verdiği andan itibaren iyi beslenen bir anneden olay başlamalı), düzenli spor yapma alışkanlığına sahip olarak büyütülen bir bireyde yukarıda sayılan hastalıkların görülme ihtimali çok düşük olacaktır. Daha az ilaç, daha az diş çürükleri, daha az kırıklar, daha az kanserler, protezlere, stentlere ve tüp bebek merkezlerine hemen hiç ihtiyaç olmaması beklenen verilerdir. Aslında bunların hepsini sizler yaklaşık olarak tahmin ediyorsunuzdur. Ben sizin gözlemlerinize ek olarak olayı bilimsel olarak kanıtlayan delilleri isim ve yer olarak verdim. Çok ender durumlar dışında kişi başına gelebilen pek çok hastalıktan birebir sorumludur. Bunun için bir canavar aramaya gerek yoktur. Aşırı hızı yapan biz, hatalı sollama yapan biz ama kabahatli olan trafik canavarı. Buna kargalar bile güler. İnsülin direnci ve pamuk gibi kaslara sahipseniz ve neden şeker hapları, kalp hapları, tansiyon ve kolesterol düşüren ilaçları kullanmak zorundayım derseniz hele buna kargalar gülmekten katılır. Gerçekten derdi veren dermanını baştan vermiş. Ama dermanı değil derdi seçmişiz.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X