Kıymetli okurlarım. Bugün bütün dünyada obezite tedavi yöntemleri arasında en etkin metod gibi gösterilen sindirim sistemimize uygulanan ameliyatlardan sizlere bahsedeceğim ve yorumları sizlere bırakacağım. Asla kökten bu ameliyatlara karşı olmadığımı, bazı durumlarda gerçekten kişiyi yaşatma adına bu cerrahi yolların yapılması gereğini samimiyetimle belirterek yazıma başlamak istiyorum. Bu ameliyatların ehil ellerde ve gerçekten başka çaresi kalmamış kişilere uygulanması gerekmektedir. Her zaman olduğu gibi yazdıklarım tamamen bilimsel kaynaklardan alınmıştır.
Kıymetli okurlarım. Öncelikle şöyle bir düşünün. Otomobiliniz ile seyahat ederken bir dalgınlık sonucu yol kenarında duran bir kamyona arkadan çarptığınızı ve beyin kanaması ile hastaneye kaldırıldığınızı hayal edin. Sesli uyaranlara gözünüzü açarak cevap verebilecek bir durumdasınız. Eşinizi, çocuklarınızı, yakınlarınızı tanıyabiliyorsunuz ancak konuşamayacak durumdasınız. Yapılan tetkiklerde mideniz, bağırsaklarınız, karaciğeriniz, diliniz, dişleriniz yani sindirim sisteminiz sağlam. Ancak yemek yiyemiyeceğinizi tahmin edebiliyorsunuz. Ya da Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) olmaz ya bütün ülkelerin ortak kararı ile şeker ve unu dünyadan kaldırıp fiziki açıdan sıkıntısı olmayan herkesin günde yarım saat yürümesi kararını aldı. Düşünün ve bu 2 durumu lütfen unutmayın, yazımın sonunda yine hatırlayın…
Dünyaca ünlü Mayo Klinik kendi internet sayfasında obezite cerrahisi için aşağıda sıraladıklarımızı erken ve geç gelişebilecek olaylar olarak belirtmektedir.
1-Cerrahi ile oluşabilecek durumlar:
-Aşırı kanama ve enfeksiyon gelişme riskleri.
-Anestezi ile ilgili oluşabilecek sıkıntılı durumlar.
-Pıhtılaşma ile ilgili sıkıntılı durumlar.
-Akciğer veya solunum problemleri.
-Sindirim sisteminde sızıntı problemleri.
-Nadiren de olsa ölüm riski.
2-Uzun vadede görülebilecek riskli durumlar:
-Bağırsak tıkanıklıkları
-Dumping Sendromu (genellikle ishal ile seyreden bir özel sindirim sistemi rahatsızlığı)
-Safra taşları oluşması, ülser gelişimi, reflü ve fıtıklar.
-Hipoglisemi, yetersiz beslenme
-İkinci ameliyatı geçirme (revizyon) riski, nadir de olsa ölüm.
Sayısını bilemediğim kadar obezite cerrahisinden sonra eskisinden daha çok kilo alan hastalarım var ve takiplerinde bu kişilerin beslenmeyi tam olarak öğrenemedikleri, duygusal açlık içinde oldukları ve obeziteye bağlı komplikasyonlardan haberdar olmayıp öncelikle fiziksel görünümlerinden rahatsız oldukları için cerrahiyi tercih ettiklerini görüyorum. Bana 5 kilo daha aldır da ameliyata uygun hale geleyim diyen hastalar ile de karşılaştım, korkma ye, mideni keser seni iğne ipliğe döndürürüm diyen meslektaşlarımın varlığı ile de.
Dostoyevski diyor ki; Aslında insanı en çok acıtan şey, hayal kırıklıkları değil. Yaşanması mümkün iken yaşayamadığı mutluluklardır. O zaman elimizde imkânlar varken sadece maddi olarak değil, sağlık açısından da ileriye yatırım yapmak gereklidir. Bugün milyar dolarlar harcanmasına rağmen obeziteyi tedavi edebilecek net bir ilaç bulunamamıştır. Çünkü yok olup giden trilyon dolarlara mal olan obezite ve tip 2 şeker hastalığı ile mücadelede beyinlerimizi kullanmadığımız takdirde bu 2 durumun karşısında yenik düşmeye hepimiz mahkûmuz. Varın artık yorumu sizler yapın.