Kıymetli okurlarım. Son derece özenerek aldığınız bir arabanız var. Bunun zamanında bakımlarını yaptırıyorsunuz, güvenilir olduğuna inandığınız bir yerden ve yakıttan deposunu dolduruyorsunuz, vakti geldiğinde muayeneneye götürüyorsunuz ve vergilerini zamanında ödüyorsunuz. Bunların bir kısmını yasal zorunluluktan bir kısmını da sizi bir yerden bir yere taşıyacağı için ona olan sevginizden yapıyorsunuz. 4 kişilik ise 5. kişiyi aldığınızda veya yük hacmini aştığınızda motorunu zorlayacağınız biliyorsunuz ve ona göre aracınızı kullanıyorsunuz. Sonuçta trafik denilen kurallar zincirinde güvenle yol alıyorsunuz. Sizi doğduğunuzdan andan itibaren taşıyan vücudunuza da aynı özeni gösteriyormusunuz? Yük hacmini aşıyormusunuz? Belirli zamanlarda muayenenizi yaptırıp yaşam yolunda sıkıntı çekmeden yol alabileceğinize inanıyormusunuz? Dünyada kurallar belli. Sadece 6 kelime. Ne koyarsan aşına o gelir kaşığına.

Beslenirken almamız gereken bazı yağ asitleri vardır. Bunların bir kısmı vücut tarafından yapılamaz. Bizim işletim sistemimiz saniyeler içerisinde yapılan milyonlarca hücrenin belirli kısımlarına bu yağ asitlerini adeta bir tuğla gibi döşer. Bu yağ asitlerinin en önemli olanları omega-3 yağ asitleridir. Hücre zarlarımızın önemli bir bileşenleri olması yanında akciğer, kalp gibi organların iyi çalışması bu yağların varlığı iledir. Bağışıklık sistemi ve endokrin sistemimizin (hormonal sistem) de iyi çalışması için  omega-3 lere ihtiyacımız vardır. Bu yağ asitlerinin ölçümü maalesef her laboratuarda yapılamamaktadır. Maaliyetli ölçümlerdir. Günümüzde bazı teşhise götürücü sorular ile ve hastanın yaşam tarzı incelenerek omega-3 düzeylerinin eksik olup olmadığı anlaşılabilmektedir. Yurt dışında ve ülkemizde bazı hekimler bu konuda tecrübe sahibidirler ve sorgulamalarının sonucunda gayet başarılı olmaktadırlar.

Eksikliği tesbit edecek bir çok gözlem ve soru olmasına rağmen 6 Ocak 2021 Tarihli bir makaleye göre omega-3 yağ asitlerinin eksikliğini kabaca aşağıdaki belirtiler ile anlayabilmekteyiz.

1-Cilt tahrişi ve kuruluğu: Bu yağ asitleri cildin nemli kalmasını sağlar. Cildi kuruluğa ve tahriş edici maddelerin etkilerine karşı korur. Yapılan bir çalışmada 3 ay günde yarım çay kaşığı omega-3 alan kadınların cildinin % 40 daha nemlendiği ve pürüzlenmelerin büyük oranda ortadan kalktığı bulunmuştur. Bazı hastalarda normalin üstünde görülen ve birden ortaya çıkan sivilcelenmelerde de bu yağ asitlerinin eksikliği söz konusu olabilir. EPA adlı omega-3 yağ asidini günde 4 gram alan kişilerde 3 ay sonra güneş yanıklarına direnç % 136 daha artmaktadır.

2-Depresyon: Omega-3 yağ asitlerinin sinir hücrelerini onaran ve iltihap giderici özellikleri vardır. Bir çok çalışma depresyon ile omega-3 eksikliğinin bir arada görüldüğünü ortaya koymuştur. Toplam 2160 kişiyi inceleyen 26 çalışmaya göre omega-3 takviyelerinin depresyon semptomlarını düzeltmeye neden olduğu anlaşılmıştır. Günde 1 gram ve % 60 ı EPA bileşeni olan omaga-3 yağ asitleri ile bu durum gerçekleşmiştir.

3-Gözlerde kuruluk: Bu yağ asitleri gözün nemini korumak ve göz yaşı yapmak gibi etkilere sahiptir. Amerika Oftolmoloji Akademisi tarafından yapılan plasebo (yalancı ilaç) kontrollü ciddi bir araştırma bunu net olarak ortaya koymuştur. 64 kişi üzerinde yapılan bu çalışmada günde 120 miligram DHA, 180 miligram EPA adlı bileşikleri alanlarda 30 gün sonra belirtiler hemen hemen tamamen kaybolmuştur.

4-Eklem ağrısı ve sertliği: Kemikleri örten kıkırdağın sağlıklı olması için omega-3 yağ asitleri şarttır.

5-Saç değişiklikleri: Cilt gibi sağlıklı saçlar için de omega-3 şarttır. Antioksidanlar ile birlikte saçın bütünlüğünü ve canlılığını korurlar. Köpeklerde yapılan yeni bir çalışma omega-3 yağ asitlerinin hem hayvanın kanında hem de tüylerinde daha kaliteli yağ bileşimlerinin oluşmasına neden olmuştur.

KARAYOLLARI BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ’NE TEŞEKKÜR

Bizler uykumuzda iken o görünmez kahraman insanlar karla kaplı yolları açmak için mücadele veriyorlar. O yoğun kar yağışında dağ ilçe yolları hep açık kaldı. Sağ olun, var olun…