Kıymetli okurlarım. Bir daha tekrar edelim. Vücutta gereğinden fazla yağ bulunması durumuna şişmanlık (obezite) denilmektedir. Bu yağ birikimi vücudumuzda bir savaş başlatır ki bunun da adı kronik enflamasyondur. O zaman obezite yağ birikimine bağlı gelişen ve kronik enflamasyon halinde seyreden bir hastalıktır diyebiliriz.
Obezitenin sadece görüntü bozukluğu değil bir hastalık olduğunu her hangi bir laboratuvar veya hekim değerlendirmesi olmadan da anlamak kolaydır. Merdiven çıkarken, ayakkabınızı bağlarken, sabah serin bir ortamda uyumanıza rağmen yastığınızın terden sırılsıklam olduğunu görerek, yemekten yarım saat sonra çöken derin bir uyku halini gözlemleyerek, aç olduğunuzda aşırı sinirli ve elleri titreyen biri olduğunuzu gözlemleyerek, yıllarca panik atak tedavisi altında belki de insülin direcine bağlı yakınmaları yaşayarak, diz ve ayak bileklerinizin sık ağrıdığını fark ederek, cildinizin pürüzsüz halinin gidip bol sivilceli bir hal aldığını görerek, ayak tırnaklarınızın artık eskisi gibi uzamadığını, eski performansınızın kaybolduğunu ve sürekli oturarak bir iş yapmayı tercih ettiğinizi fark ederek bazı durumların ters gitmeye başladığını hissedebilirsiniz. Daha birçok şey yazmak mümkündür. Bakın son çalışmalar nelerden bahsediyor.
1-OBEZİTE CİDDİ UNUTKANLIK YAPABİLİR: Montreal McGill Üniversitesi Bilim İnsanları 1300 orta yaşta ve obez insanın beyin yapısını araştırdılar. Bu kişilerde muhakeme yeteneği, öğrenme ve hafıza fonksiyonları ile ilgili beyin merkezlerinde incelmelerin olduğunu buldular. Obezite beyin damarları üzerine olumsuz etkiler yapar ve bir takım yabancı proteinlerin oluşmasına yol açar. Bu bilim insanları ideal kiloya inildiğinde bu olayın çok azaldığını, hatta durakladığını söylemektedirler.
2-OBEZİTE ENFEKSİYONLARA YAKALANMA RİSKİNİ ARTTIRIYOR: Bu aslında bilinmeyen bir konu değil. Ancak son yapılan çalışmalar kesin olarak göstermektedir ki vücutta fazla yağ olması halinde bağışıklık sistemimiz etkin görev yapamamaktadır. Yağ fazlalığı doğuştan gelen bağışıklık yeteneğimizi, kazanılmış bağışıklık tepkimizi bozmaktadır. Buna yeterince D vitamini olmaması da katkıda bulunur. Olayı daha da derin incelediğimizde şu durumlar enfeksiyonlara yatkınlığı ortaya çıkarmaktadır. Obez kişilerde solunum mekaniği (işleyiş düzeni) normal değildir. Deri ve deri altı kanlanma yeteneği istenilen düzeyde değildir. İdrar yolları mekanik baskı halindedir. Obez kişilerin enfeksiyonlara yatkınlığını en iyi gösteren durum yaralarının geç iyileşmeye başlaması durumudur. Tedavide uygulanan antibiyotikler ile ilgili halen protokoller yeterince oluşturulamamış olduğundan şifa konusunda sıkıntılar da görülebilmektedir.
3-OBEZİTE VE KANSER İLİŞKİSİ: Kıymetli okurlarım. Tıp kitaplarında yazdığı gibi değil. Emin olun gıda diye bildiğimiz ancak katkılı, boyalı, besin değeri olmayan birçok yiyecek içecek ile beslenen çocuk, genç ve erişkinde sayısını hatırlayamadığım kadar kanser vakası teşhis ettim. Bunların içerisinde çocukluktan erişkinliğe yeni geçenler de bir hayli sayıda idi. Yumurtalık kanserleri, tiroit kanserleri, meme kanserleri benim tesbitlerimde başta gelmekte.
18 ülkede yapılan toplam 98 çalışmanın sonucuna göre obez erkeklerde kalın bağırsak, böbrek, pankreas, safra kesesi, tiroid, malign melanom (cilt kanseri), karaciğer kanserleri daha sık görülmektedir. Obez kadınlarda ise lösemi, rahim kanseri, tiroid kanserleri,yemek borusu kanseri, böbrek, pankreas, karaciğer, meme kanserleri (menopoz sonrası daha da sık) daha fazla görülmektedir.
Olayın temelinde bir çok etken bulunmasına rağmen asıl kansere yol açan faktör bağışıklık sisteminin obez bireylerde sağlıklı bireylere göre daha sağlıksız bir şekilde görev yapmasıdır. Güncel bilgilerimiz buna sebep olan maddelerin bir çoğunun yağ dokusundan diğerlerinin de hücreleri kontrolsüz olarak büyüten bazı büyüme faktörü proteinlerden ileri geldiğini kanıtlamaktadır.
Asla unutulmasın. Obezite bir görünüm bozukluğu değil, kronik bir enflamatuar hastalıktır ve mutlaka tedavi edilmesi gerekmektedir. F.Dostoyevski diyor ki: Eğer kirli bir ırmağı içine alıyorsan, bozulmadan kalabilmen için deniz olman gerekir.