Dr. Mete Ekşioğlu
Dr. Mete Ekşioğlu

Obezite nedenleri ve ülkenin geleceği

Köşe Yazısını Dinle

Kıymetli okurlarım. Çoğumuzun halen görünüm bozukluğu olarak değerlendirdiği vücuttaki yağ fazlalığı (obezite) durumu ne yazık ki bizleri süründürerek öldüren kronik bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre dünyadaki en öldürücü hastalıkların başında gelen obezite çok farklı nedenlere bağlı olarak meydana gelse dahi günümüzde tedavisi için ilk akla gelen şey kalori hesaplamasına dayalı olarak kullanılan beslenme listeleridir. Birçok medikal ve cerrahi tedavi metodları da denenmesine rağmen yeterli başarıya ulaşılamaması obezitenin hangi nedenlerden dolayı ortaya çıktığının yeterince incelenmemesinden kaynaklanmaktadır. Yani obeziteye sadece boğazını tut ve hareket et mantığı ile bakamazsınız. Aşağıda yazılan obeziteye yol açan nedenleri okuduktan sonra sizler de bu görüşe katılacaksınızdır.

1-Hareketsiz yaşam tarzı.

2-Boş kalorili ve katkılı gıdalar.

3-Duygusal açlık, gece yemek yeme sendromu.

4-Stresll kişilik yapısı (NPY Hormonunun yapımını arttırarak iştah artışına yol açar).

5-Annenin gebelikteki beslenme şekli.

6-Soyda obez bireylerin varlığı (Kişi beslenmesine dikkat etmezse genetik yatkınlık kolayca kilo aldırır).

7-Kadın olmak ve yaş ilerledikçe kas kitlesi kaybına bağlı yağ birikimi gelişmesi. Son yıllarda bunun adına sarkopenik obezite denmektedir.

8- Bazı ilaçlar (kortizol, bazı hormonlar ve antigripal ilaçlar, bazı kalp damar sistemi ilaçları, psikiyatrik bazı ilaçlar gibi).

9-Çocukluk çağında yoğun antibiyotik kullanılması.

10-Alerjik yapı. Bazı alerjenlere maruz kalmak.

11-Hipotalamus (beyinde iştah merkezinin olduğu bölge) hastalıkları, böbrek üstü bezleri ve tiroid hastalıkları. Testesteron eksikliği.

12-Kromozom anormallikleri.

13-Ameliyatlar sonrası dönemdeki inaktivite.

14-Bağırsak flora bozukluğu. Bazı vitamin ve mineral eksiklikleri.

15-Vardiyalı çalışma (bu kişilere kilo verdirmek çok çaba gerektirir), düşük eğitim seviyesi.

16-Sigaranın bırakılması.

17-Post menopozal dönem.

18-Bilinçsizce uygulanan diyetler ve buna bağlı gelişen yoyo sendromu.

19-Ev tozları, kirli ortamlar. Bu tozlarda bulunan bazı kimyasallar  PPAR-GAMMA 1 adlı proteini uyararak hücrelerin yağ yapımını arttırırlar. 1 miligram ev tozu bile etkili iken çocuklar günde 50 miligrama kadar bu tozları soluyabilmektedirler.

20-Davranış bozuklukları (çok sayıda davranış bozukluğu sayılabilir. Hızlı yemek yeme, bacak bacak üstüne uzun süre atma alışkanlığı, sürekli yüksek topuklu ayakkabı giymek, sürekli masa başı oturmak, uygun olmayan yatak ve yastık, uygun olmayan oda ısısı, tv karşısında atıştırmak, yemek yiyerek yatmak ve daha bir çoğu sayılabilir.)

Yukarıda sayılan bu maddelere daha birçokları eklenebilir. Bu nedenle obeziteye tek yönlü yaklaşım orta ve uzun vadede başarı getirmemektedir.

Yıllarını obezite konularına harcamış, bu konuda uzmanlık tezi vermiş, çok sayıda hasta bakmış ve güncel gelişmeleri yakından takip eden bir hekim olarak şunları net bir şekilde ortaya koymam gerekiyor: Toplumsal farkındalık ile birlikte en kısa zamanda iç hastalıkları uzmanlığı veya halk sağlığı uzmanlığı sonrası bir yan dal olarak obezite uzmanlığı oluşturulmalıdır. Bu hastalığı yol açtığı durumlara (ki çok ciddi sonuçlar doğuran bir hastalık) harcanan bütçenin tam tamına hesaplanabileceğini sanmıyorum. Hastalık boyutu ayrı, çalışma verimi ayrı, alışkanlıkların kuşaktan kuşağa aktarılması ile gelecek yıllara ait ekonomik öngörüleri tutturamama ayrı boyutta ele alındığında hem bireyler hem gelecek kuşaklar hem de ülke için çok büyük sıkıntıların doğacağı aşikârdır.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X