Dr. Mete Ekşioğlu
Dr. Mete Ekşioğlu

Şubat 2024 kısa bilgiler

Köşe Yazısını Dinle

Kıymetli okurlarım. Son zamanlarda bazı tıbbi dergilerde yayınlanmış bilimsel çalışmalardan derlediğim bilgileri sizlerle paylaşacağım. Yararlı olmasını umuyor ve sağlıklı, huzurlu ömürler diliyorum.

1-KAYGI VE STRES BAĞIŞIKLIK SİSTEMİMİZİ YOK EDİYOR: Stres vücudumuz için gereklidir. Hücrelerimizi adeta savaşa hazırlar, eğitir. Kısacası stres olmadan yaşamamız mümkün değildir. Ancak stresin kronik bir hal alması olayı tersine çevirir. Kaygı, endişe ve stres etkisine sürekli olarak maruz kaldığımızda özellikle bağışıklık sistemimizin en fedakâr ve vefalı hücreleri olan T lenfosit hücrelerimiz çalışamaz hale gelmektedir. T hücrelerinin önemi son yıllarda yaşadığımız pandemilerde bir kez daha öne çıkmıştır. Bunlar kanser hücrelerini ve virüsleri yok edici hücrelerdir.

Kronik stres durumlarında hücrelerimiz ve hücrelerimiz içinde bulunan  küçük işlevsel organcıklar işlerini yavaşlatmaya başlarlar. Buna enerji üreten ve mitokondri adını verdiğimiz küçük enerji santralleri de dahildir. Bu durum bizi derinden etkiler ki beyin fonksiyonlarımızda gerçekleşen yavaşlama (plan yapamama, yeterli düşünememe, hafızada sorunlar gibi) da buna dahildir. Stres altında yaratıcılığımız, iş gücümüz, performansımız dibe vurur. Bu durumda bağışıklık sistemi hücrelerinizin yeterli fonksiyon görmesini bekleyemezsiniz.

Stresten kurtulma yolları için profesyonel destek yanında yoga, pilates, nefes alma teknikleri ve aerobik egzersizler çok yararlı olmaktadır. Çinko, C ve D vitaminleri başta olmak üzere başka vitamin ve mineralleri almak üzere hazırlanmış beslenme sistemi de stresten kurtulmanıza ve bağışıklık sisteminizin güçlenmesine yol açacaktır.

2-HAŞİMOTO HASTALIĞI GİDEREK ARTIYOR: Bu hastalık tiroid organımızın bir hastalığıdır ve metabolizmamızı altüst eder. Son yıllarda dünyada en sık görülen otoimmun hastalık budur. Tiroid organımızda mikroplara bağlı olmayan ancak vücudun mikrop öldürücü hücrelerinin kendi dokularına (dolayısı ile tiroid hücrelerine) saldırdığı kronik bir iltihaptır Haşimoto.

Tiroid organımız vücudumuzun metabolik işlevleri için gerekli olan T3 ve T4 denilen hormonları salgılar. Enerji metabolizmamız için en gerekli hormonlar bunlardır. Vücudun savaş hücrelerinin tiroid hücrelerine saldırıp bunları haraplaması zamanla T3 ve T4 hormonları üretiminde sıkıntılara neden olmaktadır. Bu durum da zamanla hipotiroidi denilen tablonun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Eğer kişide halsizlik, kilo almaya eğilim, üşüme, kabızlık, kaslarda ağrılar, eklemlerde ağrılar, yüzde şişme, saç dökülmeleri, ciltte kuruluk gibi durumlar başlamış ise öncelikle bu hastalık akla gelmelidir.

Eski yıllarda çok az görülen Haşimoto hastalığı ve bazı otoimmun hastalıkların son yıllarda aşırı artış göstermesinin altında çok ilginç nedenler yatmaktadır. Bazı bilim insanları bunun altında katkılı besin maddeleri, çevre kirliliği, allerjenler yattığını belirtiyor. Yıllardır takip ettiğim birçok hastamda ben de bunları gözlemledim. Beslenmesi boş kalorili ve katkılı gıdalara dayanan, egzersiz yapmayan, kapalı ortamlarda sık bulunan kişilerde Haşimoto, allerjiler ve yandaş hastalıklar daha sık görülmektedir.

Bana bu hastalık ile ilgili en sık sorulan soru tedavisi ile ilgili kısmıdır. Haşimoto hastalığında olayı geriye döndürecek bir tedavi metodu yoktur. Tüm gayretler bu hastalığın kalan sağlam tiroid hücrelerini yok etmemesine dayalı olmalıdır. Burada da eksik tiroid hormonunu tamamlama, egzersiz, beslenme ve bazı antienflamatuar takviyeleri alma temel yaklaşım olmalıdır. Bağırsak sağlığının iyi olması da bu hastalığın ilerlemesini önlemede çok önem taşımaktadır.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X