Kıymetli okurlarım. Tıbbi konularda bazı merak uyandıran soruların cevaplarını her zaman olduğu gibi güncel ve bilimsel kaynaklardan derleyerek sizlere bu ay da aktarmak istedim. Yararlı olmayı umar, sağlıklı ve mutlu ömürler dilerim.
1-SEDEF HASTALIĞI TEDAVİSİNDE BESLENMENİN ROLÜ VAR MI?
Sedef hastalığı iltihaplanmaya ve bu nedenle cilt hücrelerinin daha hızlı yenilenmesine bağlı olarak kaşıntılı ve kırmızılı lekeler ile seyreden bir hastalıktır. Cilt yüzeyine daha fazla hücre çıkmasına bağlı olarak vücut bunları hızla dökemeyebilir. Bu hücreler de birikerek pullu, kaşıntılı ve kırmızı lekelenme kümeleri halinde sedef hastalığını görür görmez tanıtan döküntüleri oluştururlar.
Her yaşta ortaya çıkabilen bu hastalık genellikle 20-30 ve daha sonra da 50-60. yaşlarda yüksek görülme sıklığına sahiptir. Dirsekler, dizler, kafa derisi, sırt, yüz, avuç içleri, ayaklar lezyonların ortaya çıktığı bölgelerdir. Tahriş edici ve sıkıntı verici bu hastalığın tedavisinde bir çok metod bulunmaktadır. Kremlerden tutun da haplara, bir takım ışınlardan tutun da bitkisel kaynaklı uygulamalara kadar bir çok metod uygulanagelmektedir. Beslenmenin düzenlenmesinin de tedaviye yardımcı olduğu bir çok çalışma ile gösterilmiştir.
Antioksidanlar açısından zengin bir diyet bu hastalığın tedavisinde önemlidir. Bol sebze ve geleneksel usullere uygun beslenmek, trans yağları almamak, trans yağ ve şeker dolu gıdalardan uzaklaşmak var olan enflamasyonu azaltmaktadır. 18 çalışmanın değerlendirildiği bir makaleye göre balık yağlarının da sedef hastalığı üzerinde olumlu etkiler gösterdiğini belirtmektedir. Balık yağlarını kullanırken daha önceleri de çok defalar belirttiğim gibi doz çok önemlidir. Her balık yağı kapsül ağır metalden arındırılmış olmayabilir. Aynı zamanda her balık yağı kapsülü farklı gramajlarda EPA ve DHA adlı yağ asitlerini içerebilir. Burada hekim veya eczacınızın sizleri bilgilendirmesi tedaviye destek açısından çok önemlidir. Alkol alımının durdurulması da olumlu etki göstermektedir.
2-SEROTONİN DOĞAL YOLLARDAN NASIL ARTTIRILABİLİR?
Bugün ruh halimizi düzeltmek amacı ile kullandığımız bir çok ilaç sinir hücrelerimizin (nöron denilen hücreler) var olduğu bölgelerde serotonin toplanması için kullanılmaktadır. Serotonin denilen maddenin düşük olması uykusuzluk, anksiyete, depresyon ve daha başka ruh halleri ile ilişkilidir. Bazı durumlar ve yiyecekler vücutta serotonin artışına neden olabilirler. Kısaca özetlemek gerekirse bu yiyeceklerin başında yumurta gelir. Yumurta seretonin yapımı için gerekli bazı mikrobesinleri içerir. Triptofan başta olmak üzere kolin, biotin ve omega-3 yağ asitleri kaliteli bir yumurta içerisinde hatırı sayılır oranda bulunur. Yumurta dışında peynirler, etler ki özellikle hindi eti, somon balığı, çiğ olarak tüketilen pek çok kuruyemiş de serotonin yapımına katkıda bulunmaktadır.
Bunların dışında güneş ışınlarının da serotonin yapımına katkıda bulunduğu birçok çalıma ile gösterilmiştir. Düzenli egzersiz ve sağlıklı bir bağırsak florasının varlığı da serotonin artışlarına neden olabilir.
3-SARI SERUM HAKKINDA
Kıymetli okurlarım. İnsanoğlu tekerleği icat ettikten sonra her zaman yaşamını kolaylaştıran icatlara önem vermiştir. Gerçekten yaşamımızı kolaylaştıran bu gelişmeler hoşluk yaratsa da bizleri hareketli yaşam tarzından uzaklaştırmayı da becermiştir. Karıncaların yuvasında var olan düzeni, arı kovanında var olan düzeni, küçük bir serçenin yuvasında var olan düzeni ne yazık ki insan nesli yuvası olan bu dünyada gerçekleştiremedi ve dünyanın fabrika ayarları ile oynadı. Sonuçta bağışıklık sistemlerimiz de alt üst oldu.
Çabuk etki göstermesi açısından (Bu konuda çok da bilimsel araştırma olmamasına rağmen) hızlı vitamin, ağrı kesici, antibiyotik ve kısa yoldan sıvı yüklenerek vücudu toparlayabildiğini bildiğimiz bu serumu mutlaka bir sağlık merkezinde ve uzman önerisi ve gözetiminde yaptırmalısınız. Bugün ilaç olarak faydalı etki beklediğiniz her madde için bir de yan etki beklenilebileceğini lütfen unutmayın.