Dr. Mete Ekşioğlu
Dr. Mete Ekşioğlu

Ürik asit dedikleri

Kanımızda yüksek olduğu belirlendiği an eşzamanlı olarak ayak baş parmak şişmeniz var mı veya böbrek taşı ile ilgili sorunlarınız var mı diye hastalara soru sorulmasının nedeni olan maddenin adıdır ürik asit. Ürik asit özellikle hücre çekirdeğinde bulunan DNA ve RNA parçacıklarının yapısındaki Purin adlı kimyasal bileşiğin sindirilmesinden sonraki atık üründür. Purin hem vücut tarafından yapılır, hem de dışarıdan alınır. Ya purin içeren maddelerin fazla alınmasından ya da oluşan ürik asitin vücuttan yeterli hızda atılamamasından dolayı kanda ürik asit fazlalaşır (hiperürisemi). Kristal şeklinde bazı yerlere oturabilen ürik asit eklemlerde ve böbreklerde sıkıntılara sebep olur.

Ürik asit yüksekliği bazı eklemlerde hassasiyet, kızarıklık, şişlik, ağrı, ısı atışına neden olabilir. Bu duruma Gut hastalığı deniliyor. Ataklar genellikle gece gelmektedir. Tüm romatizma türleri içinde en ağrılı olanı guttur. Gut ilerlediği zaman ürik asit kristalleri böbreklere de oturarak böbrek taşları oluşturabiliyor. Ürik asit aynı zamanda damar koruyucu NO sentezini de azaltarak damarların bozulmasına ve zamanla hipertansiyona da neden olabiliyor.

Eskiden ve hatta şimdilerde de ürik asidi kanda arttığında genellikle hastalara et ve alkol (özellikle bira, şarap) yasaklanırdı. Sığır karaciğeri purinin en fazla olduğu gıdadır. Balık olarak özellikle sardalye sonra da hamsi purinden zengindir. Midye ve kabuklu deniz hayvanları da öye. Bunlara ek olarak kuru fasulye, buğday, mantar, kuşkonmaz, ıspanak gibi gıdalar da purin açısından zengindir. Bu gıdalardan hariç obezite, stres, diyabet, böbrek hastalıkları, bazı kanser türleri ve kemoterapi, tiroid hastalıkları, bilimsel yanı olmayan diyetler, sedef hastalığı, genetik eğilim de ürik asit yüksekliğine neden olabilir.

Ancak bir nokta var ki bunu hep es geçiyoruz. 11 Mart 2019 tarihli ve Dr.Stacy Sampson kaynaklı bir makale tüm şekerlerin ürik asit artışından sorumlu olabileceğini belirtmektedir. Özellikle gıdalarımıza son yıllarda aşikâr veya saklı olarak katılan mısır şurubu kaynaklı fruktozun bu konuda başaktörlerden biri olduğu kesindir. Gıda alırken etiket okuma alışkanlığını kazanmak bizleri bu konuda koruyacaktır. Özellikle şekerli ve asitli içeceklere bu konuda çok dikkat edilmelidir. Günde 50 gram üzeri alınan fruktoz ile siz olayı başlatıyorsunuz. Asıl tehlike budur. Yıllarca ürik asit yüksekliğinden sorumlu olan et ve benzeri hayvansal protein içeren gıdalar fruktozun yanında daha masum kalıyor. Protein ağırlıklı beslenen topuluklarda (Eskimolar, Aborjinler,  Masailer…) gut hastalığının hemen hemen hiç görülmemesi de bunu destekliyor. Çünkü yapılan çalışmalar purinden zengin hayvansal proteinlerin alınması, ürik asidin böbrekler yolu ile atılımını da hızlandırıp ilginç ve bizleri de yıllardır yanıltan bir denge sağlıyor. Kan insülin seviyesi ne kadar artarsa ürik asit seviyeleriniz de o oranda artar ve kilo alırsınız. Bu bir kısır döngüye neden olur. Stres ve düzensiz uyku da ürik asit düzeylerinizin artmasına neden olur. Yatmadan önce 1-2 saat dijital her tür ekrandan uzak kalmak günümüzde sağlıklı bir uyku için olmazsa olmaz bir durum halini almıştır. Aspirin, Niacin, bazı diüretikler ve kemoterapi ilaçları, kronik metal zehirlenmeleri, da ürik asit düzeylerini arttırabilir.

Hz Ali der ki; Düşmanın en büyüğü, düşmanlığını gizleyendir. Etrafımızdaki raflara bakın, lokma diye aldıklarınıza, çoluk çocuğunuza para verip aldıklarınıza düşmanı göreceksiniz.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X