Dünyanın, Türkiye ve Bursa’nın sorunu.
Bursa’nın adının madde bağımlılılığı ile sık anılması elbette hoş bir şey değil.
Nitekim, kentimize yeni atanan Emniyet Müdürü Osman Ak’ın baş ağrıtan illetle mücadeleyi ilk sıraya aldığını görüyoruz.
Oluşturulan Narkotim hattını da bu açıdan önemsiyoruz.
Kentimizi esir almak isteyen illete karşı güvenlik güçlerimizin olayın üstüne gitmesi sevindirici.
Ancak önceki gün Vali İzzettin Küçük de üstüne basa basa vurguladı.
Kentin bu sorununun sadece güvenlik önlemleriyle çözemeyiz.
Olay ailede başlıyor.
Aile sevgisinden yoksun, ev ortamından uzaklaşan çocukların bu tehlikenin kucağına itilmesi riski yüksek.
Araştırmalar bunu ortaya koyuyor.
Hepimize toplum olarak görev ve sorumluluk düşüyor.
Elbette güvenlik güçlerimize yardımcı olacağız.
Verilen ihbar hattını korkmadan, gördüğümüz suçluları ihbar edeceğiz.
Şüphelendiğimiz bir durumu polis ve jandarmaya iletmekten çekinmeyeceğiz.
Fakat, asıl mesele çocuğa ilgiden başlıyor.
Devlet tabii ki, tedbirini alacak.
Bakın bu konuda risk görülen okuların etrafına ilave MOBESE kameraları monte edildiği açıklandı.
Amaç, caydırılık ve suçluyu gözlemek.
Toplum, ailelere olarak bizler de uyanık bulunmalıyız.
Sorumluluğu sadece devlete yıkmanın sorunu ortadan kaldırmayacağını bilmeliyiz.
Çocuklarımızı bu konuda bilinçlendirmeliyiz.
Bakınız; kentimizde Türkiye’de henüz uygulanmamış bir proje hayata geçiriliyor.
Orhaneli yolu üzerinde Nalınlar Mahallesi karşısında gördüğümüz ahşap bungalovların uyuşturucu illetine bulaşmış hemşerilerimizi üçer aylığına köy ortamına çekmek için inşaa edildiğini öğrendik.
Vali Bey bu projenin üzerinde çok duruyor.
Burada rehabitite edilecek hemşerilerimiz köy yaşamını da tatmış olacaklar. Bunun gibi Bursa’ya iki köy daha inşaa edilecek.
Bunlar Bursa adına sevindirici gelişmeler.
Ancak çocuklarımızı daha bu illete bulaşmadan uyarmak, korumak, kollamak zorundayız.
Kentimizin adını bu illetle yan yana getirmemek için 3 milyon Bursalıya sorumluluk düşüyor.
Ulusal televizyon ve gazetelerde sık sık madde bağımlısı ölüm haberleriyle Bursa adını yan yana görmek hepimizi üzüyor.
O halde Bursa olarak harekete geçmemiz şart.
Etrafta olan biteni gözlemek bile bu mücadeleye verilebilecek büyük bir katkıdır.
Moloz muamması
Osmangazi Belediyesi kentin ortasında Bursa’ya dev bir meydan projesi kazandırmak için kolları sıvadı.
Başkan Mustafa Dündar’ın projeye ayrı bir önem verdiğini biliyoruz.
Belediye binası ile Eski Santral Garaj’ın bitişiğindeki ticari alanlar kamulaştırılarak ortadan kaldırılıyor.
Ancak bunların tümünün temizlenmesi zaman alıyor.
Kamulaştırma kolay bir iş değil, hem hukuki süreci var hem maliyeti yüksek.
Osmangazi Belediyesi belli ki, tahliyeyi hızlandırma adına yıkık ticari mekanların molozlarını ortadan kaldırmıyor.
Bu görüntüyle diğer işletmeleri tahliyeye zorluyor.
Fakat ortaya hoş bir görünüm de çıkmıyor.
Konuyu MHP’nin Osmangazi Belediye Meclis Sözcüsü Cemil Aydın’ın oturumlarda bir kaç kez gündeme getirdiğini biliyoruz.
Değişen bir şey yok.
Şehrin ortasına hakikaten bu görüntü yakışmıyor.
Elbette ortadan kaldırıcak ama daha fazla uzamamalı.
Diğer dükkanları tahliyeye zorlamak için bu nahoş görüntüye izin verilmemeli.
Gerekirse burası temizlenip, etrafı telle çevrilip meydan inşaatı başlayana dek yasal otopark olarak kullanılmalı.
Çünkü bölgede otopark ihtiyacı da had safhada.
Osmangazi bu işi çözemiyorsa BURBAK devreye girmeli.