Mustafa Özdal
Mustafa Özdal

Su faturası işinden kim kazançlı, kim zararlı çıktı?

Önceki gün su faturalarından çevre ve katı atık vergilerinin çıkarılmasını içeren önerge, Büyükşehir Belediye Meclisi’nden geçti.

Böylece, su faturaları neredeyse yarı yarıya düşmüş olacak.

Daha önce de yazdık su faturalarının yüksek olmasının nedeni BUSKİ’nin, çevre ve katı atık vergilerini ilçe belediyeleri adına toplamasıydı.

Bir başka ifadeyle BUSKİ’nin ilçe belediyeleri adına tahsilatçılık yapmasıydı temel neden.

Ancak, faturalardaki çevre ve katı atık vergisini görmezden gelen muhalefet, Büyükşehir Belediyesi’ni su faturaları üzerinden vurmaya başladı.

Doğrusu ses de getirdi muhalefetin eylemleri.

Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da, “Madem öyle, ilçe belediyeleri buyursunlar kendi vergilerini kendileri toplasınlar” anlamına gelecek bir önergeyle muhalefetin elindeki kozu alıverdi.

Dün İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, “İYİ Parti olarak; Büyükşehir Belediye Meclis Üyelerimizin de önergeleriyle destek verdiği bu kararı, geç kalınmış olmasına rağmen olumlu buluyoruz. Örneğin 50 TL’lik bir faturada yüzde 40 oranına varan bir ucuzlama anlamına gelen bu karar, aynı zamanda Bursalıların bugüne kadar haksız yere çok yüksek su faturaları ödediklerinin de çok önemli bir kanıtı olmuştur. Hukukçularımız konuyu bu yönden de araştıracaklar ve vatandaşların hak kaybının yargı yoluyla telafisinin mümkün olup olmadığına da bakacaklardır. Milletimizin yaşadığı her sorunu en etkili biçimde dile getirmeyi sürdürecek ve çözüm yolunu da göstererek, üzerimize düşen muhalefet görevini bundan böyle de bihakkın yerine getireceğiz” şeklinde evlere şenlik bir açıklama yapmış.

Bu açıklamayı okuyan da sanki suyun ucuzladığını ve bunu da Selçuk Türkoğlu’nun sağladığını zanneder.

Oysa, evet su faturaları düşecek ancak vatandaş diğer yandan çevre ve temizlik vergisini ilçe belediyelerine ödemeye devam edecek.

Yani suyun ucuzladığı filan yok aslında.

Çünkü vatandaşın cebinden çıkan paranın miktarı değişmeyecek.

Fark şu:

Vatandaş, yaşadığı ilçenin belediyesine olan vergi borcunu su faturaları üzerinden değil ilçe belediyesine direkt ödeyecek.

Peki bu işten kim zararlı, kim kazançlı çıktı?

Büyükşehir Belediyesi, bundan böyle tepki almayacağı için kazançlı çıktı.

Muhalefet partisi yöneticileri, özellikle BUSKİ’nin kapısına dayanan İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, reklamını yaparak kazançlı çıktı.

Bu hadisenin tek kaybedeni ise ilçe belediyeleri oldu.

Çünkü, su faturaları üzerinden toplanan vergileri, artık kendileri tahsil etmek zorundalar.

Mesela Nilüfer Belediyesi’nin vatandaştan aldığı çevre ve katı atık vergisinin yıllık 40 milyon lira olduğu söyleniyor.

40 milyonu su faturalarından şak diye toplamak varken artık tek tek tahsil etmek zorunda kalacak Nilüfer Belediyesi.

Tabii ekonomik krizin olduğu bu dönemde tahsil edebilirlerse.

İşte bu yüzden, CHP’liler Büyükşehir Meclisi’nde Aktaş’ın önergesine ret oyu verdiler.

Özetle, muhalefet, özellikle İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, ilçe belediyelerini milyonlarca lira zarara soktu.

 

Şimdi ne olacak?

Büyükşehir Belediye Meclisi’nin çevre ve atık vergilerini su faturalarından çıkarma kararının ardından, Yıldırım, Mustafakemalpaşa ve İznik Belediyeleri, katı atık ve çevre vergilerini toplamama karar aldı.

Bu ne anlama geliyor?

14 ilçe belediyesi de aynı kararı alabilir.

Aksi halde, seçmenler üzerinde bir baskıya uğrayabilirler.

Bu da işin bir başka boyutu.

 

Bozbey’den Ödünç’e son cevap, polemiğe nokta

“Sayın Milletvekilimiz teknik insan olmasına rağmen konuları ne kadar çarpıttığını görmek teknik bir insan olarak kentimiz adına beni çok endişelendirdi. Bizim aldığımız eğitim böyle değil. 20 yıl arkadaşlarımla birlikte yönetimde bulunduğumuz Nilüfer’de yaptıklarımız, sadece Bursa’ya değil Türkiye’ye örnek oldu. Yaptığımız projeleri ve hizmetleri Nilüferliler biliyor ki her dönemde oy yüzdesini arttırarak (Türkiye’de başka örneği yok) bize görev verdi. Bizim Nilüfer’de imza attığımız hizmetlerimiz ortada ve Nilüferliler, Bursalılar hergün bu hizmetleri görüyor ve kullanıyor. Ancak Sayın Milletvekilimizin, Nilüfer’i ve Bursa’yı kirleten, yaşanmaz hale getiren ve betona çeviren plan değişikliklerine attığı imzalar da ortada. Atatürk Kent Ormanı’nı da Nilüferliler ve Bursalılar çok iyi takip ediyor ama Sayın Milletvekilimiz hiç görmemiş. Çünkü Nilüfer Belediyesi o dönemde çok iyi yatırım yaparak, kent içinde insanların o alanı doğal olarak kullanımına sunmuş ve Bursa’nın her yerinden insanlar oraya sabah ezanından gecenin bir vaktine kadar gelerek huzurlu zaman geçirmişlerdir. Ancak o alan Nilüfer Belediyesi’nden alınarak Büyükşehir Belediyesi’ne geçmiş ve betonlaşma başlamıştır. Atatürk Kent Ormanı doğal alan olmaktan çıkmaya başlamıştır. Bu durumu Nilüferliler ve Bursalılar biliyor, takip ediyor. Mustafa Bozbey olarak kent insanının mutlu, huzurlu olacağı, yaşamaktan keyif alacağı örnek kent oluşturma arzumuz devam ediyor. Son söz: Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz. ”

Mustafa Bozbey

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X