Nail Keçili
Nail Keçili

Turizmde her şekilde çare vardır

Eğer mekân değerliyse turistin her şekilde ve şartta oraya gitmesi, görmesi,istifade etmesi ve para harcaması için bulunacak yol vardır.

Malezya bunun en büyük örneği olup değerli dostum, usta gazeteci Korcan Karar’ın izlenimlerinden aktaracağım.

Ama izninizle önce size Korcan Karar’ı daha yakından tanıtmalıyım.

Değerli dostum Karar, yıllarca harp muhabirliği yapmış, fotoğraflarıyla şehirlerimizde sergiler açmış, ödüller kazanmış, İtalya’da Roma Konservatuvarında okurken geçinebilmek için gazetecilik mesleğine atılmış ve bilahare Roma Konservatuvarını birincilikle bitirmesine rağmen meslek olarak gazeteciliği ve te-levizyonculuğu seçmiştir.

Korcan Karar, gazete ve televizyonlarda da en üst mevkilere vardıktan sonra medyacılığın farklı bir boyut almasıyla bu kişiler arasında kalmamaya karar vererek Alaçatı’ya yerleşmiştir.

İzmirli Korcan Karar dostumuzun geçen hafta davetlisiydim. Bir süre önce Malezya’daydı, Alaçatı’ya yeni dönmüştü. Bana Malezya’da yaşadığı turizm hayatını ve serüvenlerini anlattı. Şimdi de Karar’ı sizin dinlemenizi rica ediyorum:

“Katar Havayolları’yla Doha’ya uçtuk. Sonrasında yine Katar Havayoluyla Doha’dan Kuala Lumpur’a geldik. Bir gece başkentte kaldık. Meşhur Çin mahallesi, restoranlar, Petronas kulelerini bir kez daha ziyaret ettikten sonra ve başkentin havasını, suyunu, yemeğini tattıktan sonra ertesi gün Koala Lumpur’dan 3 saat 50 dakikalık bir yolculuktan sonra yine Malezya’ya bağlı Sabah Adası’na, Tawai Havalimanı’na indik. Buradan da Spidan Adası’na gitmek üzere önce bir buçuk saatlik bir minibüs yolculuğu yaptık. Arkasından 45 dakikalık bir deniz yolculuğundan sonra National Geographic televizyonunun ve dergisinin önerisine göre her balık adamın ölmeden önce görmesi ve dalması gereken dünyanın en önemli dalış merkezlerinden biri olan Kapalai Adası’na (cennete) ulaştık. Ancak bölgede yıllardır hâkim olan ve bölgeyi tehdit eden bir radikal dinci terörü var. Yani gerek Filipinler’den, gerekse Okyanus’tan gelen terör grupları bölgede çok etkinler. Ancak bu dalış cennetinin turizme kapanmaması için Malezya hükümeti çok geniş önlemler almış. Malezya Ulusal Ordusuna bağlı yetiştirilmiş uzman personel adadaki İtalyan, Fransız, İngiliz, Avrupalı ve dünyanın dört bir yanından gelen balık adamları birebir koruyor. Nasıl mı? Hint Okyanusu’yla Büyük Çin Denizi’nin birleştiği noktada bulunan adaya ayak bastığınızdan itibaren turist başına eğitimli elinde M16 otomatik piyade tüfeği bulunan ve size 24 saat tatil boyunca zimmetlenen bir koruma asker veriyorlar ayrıca adanın etrafında 6 noktada ağır makinalı kuleleri oluşturulmuş. Yani her balık adam turistin bir M16’lı koruması oluyor. Ta ki, adayı terk edene kadar. Akşam size tahsis edilen evin kapısında bekliyorlar, sabah saat 4’te dalışa giderken sizinle aynı teknede geliyorlar, öğlen yemek yerken de yine yanınızda oluyor bu koruma. Ne tesadüf ki, benim korumamın adı Hizbullah’tı. Beraber yolculuğa çıktığım diğer balık adam arkadaşımın korumasının da adı Saddam’dı. Tezata bakar mısınız? Radikal dinci terör örgütlerinden sizi koruyan yine bir Müslüman asker. Birinin adı Hizbullah, diğerinin adı Saddam. Merak edip sordum birinin babası Hizbullah hayranı, diğerinin babası da Saddam hayranıymış. Ama görevlerini sonuna kadar, biz adayı terk edene kadar kusursuz yerine getirdiler.

Bu dalış adasında günde 300 turist dalış yapıyor ve su altındaki hayat gerçekten görülmeye değer. Mercanlar 200 kiloluk caretta caretta kaplumbağalar, köpek balıkları, parrot fish denilen araba büyüklüğündeki balıklar, bin bir çeşit deniz canlısıyla beraber dalıyorsunuz. Gerçekten bugüne kadar dalış yaptığım birçok yer ve Kızıldeniz’den sonraki en önemli dalış sahası. Spidan ve Kapalai Adası ve o bölge…

Peki neden her turiste Malezya ordusuna bağlı bir koruma veriliyor? Çünkü 2011 yılında bölgede dalış yapan 7 Avrupalı balık adam adaya Filipinler’den botlarla gelen radikal dinci terör örgütleri tarafından öldürülmüş, 11 turist kaçırılmış, fidye istenmiş. Bu olaydan sonra Malezya hükümeti karar alarak bu bölgedeki (inanmayacaksınız ama) her kelle başı turiste bir asker veriyor. Tam teçhizatlı ve elinde M16 piyade tüfeğiyle. Buradan da şu anlaşılıyor; her ne koşulda olursa olsun hiçbir terör grubunun Malezya turizmini boyunduruk altına alamayacağını, ayrıca her ne koşulda olursa olsun Malezya’nın gelen turiste ne kadar değer verdiğini ve ne tür önlemler aldığını görüyorsunuz. Belki size acayip gelebilir. Tatile gidiyorsunuz ama eşinizin ve sizin yanınızda eli silahlı profesyonel komandolar sizleri koruyor. 24 saat peşinizdeler. E peki ben ne anladım böyle bir tatilden? Tabii ki seçenek sizin ama buradan şu bir kez daha ortaya çıkıyor ki; terör turizmin önüne geçemiyor. Yeter ki istensin, yeter ki bu derece radikal kararlar alınabilsin. Bu dalış bölgesini Avrupa’dan ve dünyadan günde 3000 balık adam ziyaret ediyor. Günlük 500 Amerikan Doları para bırakıyor. Yani yeme içme ve dalış masrafları günlük 500 dolar, 3 günde 1500 dolar demek, yatırım yapan turizmciye adam başı günlük 1500 dolar kazandırmak için Malezya devleti bu tür önlemler almış. Sonuç olarak, 2011 yılından bu yana alınan önlemler nedeniyle dünyanın en önemli dalış cenneti ve merkezlerinden biri olan Spilan ve Capai Adaları’nda son 5 yıldır bir turistin burnu bile kanamamış. Turizmde sekte yememiş. Siz turizmde bir değerseniz ve buraya da gerekli önlemleri alıyorsanız turist her şeye rağmen yine de geliyor, ziyaret ediyor, keyfini çıkartıyor ve mutlu bir şekilde evine sağ salim dönüyor.”

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X