Ahmet Emin Yılmaz
Ahmet Emin Yılmaz
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Bu yaz Türkiye’yi ‘krizler sıcağı’ bekliyor: S400 ve Doğu Akdeniz

6 ay kadar önceydi… Ankara’da üst düzeyde bulunan dostumuza, “Irak ve Suriye sorunu ne zaman biter, ne zaman rahatlarız?” diye sorduğumuzda,

“Onlar çözülür, asıl Doğu Akdeniz’i izle, sorun orada” cevabı vermişti.

O günlerde…

Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin doğalgaz aramak üzere uluslararası şirketlere lisans verdiği haberleri başlamıştı, fakat kriz belirtisi yoktu. İş büyüyüp askeri çatışma riski taşıyan soruna dönüştü.

Onu da, cuma akşamı Olay Televizyonu’nda konuk ettiğimiz Prof. Dr. Ferhat Pirinççi’ye sorduk.

1.-yazi-icin-prof.-dr.-ferhat-pirincci.pngÖnce…

“Türkiye’nin önüne geçmek istediği sorunu” anlattı:

“Güney Kıbrıs Rum yönetimi Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında münhasır ekonomik bölgeler ilan etti. Bu da 2 açıdan Türkiye’yi zarara uğratıyor.”

Bir…

“Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kendi ekonomik bölgeleriyle çakışıyor.”

İki…

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin haklarını da zarara uğratıyor.”

Şuna dikkat çekti:

“Güney Kıbrıs, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin alanlarını da kapsayacak şekilde, kendi başına buyruk doğalgaz arama lisansları verdi. İsrail, Mısır ve Lübnan da işin içinde. Tabii ki Yunanistan da var.”

Şunu anımsattı:

“Bu ülkeler geçmişte de Türkiye’ye karşı bir araya geliyorlardı. Türkiye’yi çevreleme politikaları vardı. Lobisi olan dev şirketleri de içeri çekiyorlar.”

Şunun altını çizdi:

“Doğu Akdeniz’de zaten Suriye nedeniyle ciddi bir askeri yoğunluk var.  Başta ABD 6. Filo’su Fransa, Rusya, İngiltere güç yoğunluğu oluşmaya başladı”

Şunu ekledi:

“Biz de kendi alanımız Türkiye-KKTC arası başta olmak üzere devriye faaliyetleri yapıyoruz. TPAO da 2 sondaj gemimizle araştırma yapıyor.”

Bakışı şu:

“Kriz ihtimali her zaman var, ama Güney Kıbrıs’ın tek başına Türkiye’ye karşı askeri eyleme girişmesi mümkün değil. Girişirse de NATO’nun müdahalesi etmesi gerekir. Çünkü NATO üyesi değil. O nedenle ufak tefek krizler çıkabilir, ama çatışmaya döneceğini sanmıyorum.”

Düşüncesi de şu:

“Bu yaz daha sıcak geçecek. Özellikle S400 ve F35 meselesi önemli. Gerilim devam ederse ekonomik krizler olabilir. Doğu Akdeniz’deki gerginlik de artıyor.”

 

“DAEŞ meşrulaştırıcı bir araca dönüştü”

 

Ortadoğu Uzmanı olan Prof. Dr. Ferhat Pirinççi’ye, Irak’ta doğup Suriye’ye geçen, sonra Irak’a dönüp ülkenin en büyük ikinci kentini işgal eden DAEŞ’in bitip bitmediğini sorduk.

Söze…

“DAEŞ meşrulaştırıcı bir araca dönüştü” dedi ve şunu söyledi:

“Herkesin bölgeye müdahalesini istediği terör örgütüyle işbirliği yapmasını sağlıyor.  DAEŞ’i ortaya çıkaran sebepler de hala duruyor, ama başta ABD, birçok aktör ve Suriye rejimi arkasına sığınıp diğer şeyleri göstermemeye çalışıyorlar.”

 

S400 konusunu Ferhat Hoca yorumladı: Bunun bir maliyeti olacak

 

3.-yazi-icin-olay-televizyonu-her-acidan-programi-prof.-dr.-ferhat-pirincci.pngGündemde S400 füzeleri var. Hava savunmasında önemli olan füzelerin Türkiye için nasıl krize dönüştüğünü Prof. Dr. Ferhat Pirinççi anlattı:

“2008-2009 yılında Türkiye’nin hava savunma sistemleri ihalesine 4 teklif geldi. Rusya, Çin, Avrupa ortaklığı ve Patriotları üreten Amerikan şirketi.”

Bu noktada…

“Türkiye için 3 temel kriter vardı” deyip sıraladı:

“Etkili hava savunma sistemi olacak, maliyeti yüksek olmayacak, teknoloji transferine açık olacak.”

Yalnızca silah alınıp teknoloji alınmadığında bağımlı hale gelindiğini anımsatan Ferhat Hoca, gelinen noktayı şöyle özetledi:

“Evet Türkiye bir NATO ülkesi ve NATO’nun kendi içinde entegre komuta kontrol sistemi var. Türkiye’nin de acil ihtiyacı var. O nedenle Türkiye füze vurabilen Patriotlara karşılık savaş uçağı da vurabilen S400’e yöneldi.”

Düşüncesi şu:

“Açıkçası bunun bir maliyeti olacak. ABD’nin atacağı adımların Türkiye’ye zarar verme ihtimali var.”

 

“Amerika’yla askeri gerginlik yaşanır”

 

S400 füzeleri NATO ile mi, Amerika ile mi soruna yol açar? Soruya, Prof. Dr. Ferhat Pirinççi şu cevabı verdi:

“NATO’nun gündeminde S400 konusu yok, bunu konuşmuyorlar. İkisi de NATO üyesi olan Türkiye ve ABD arasında ilişkisellik ve illiyet bağı var. Bakıldığında ABD’yle askeri anlamda bir gerginlik, özellikle silah alımlarında yaşanacağı görülüyor. Bu da NATO’nun işleyişini etkiler.”

 

Suriye’de umut veren gelişme yok, tünelin ucunda ışık görünmüyor

 

Bir yandan askeri harcamamız, bir yandan 3.5 milyon mülteciye ayırdığımız bütçe var. Buna karşılık, Suriye’den gelen terörle uğraşıyoruz.

Türkiye’ye maliyeti bu denli yüksek olan Suriye’nin ne zaman normale döneceğini sorduğumuzda, Ortadoğu Uzmanı Prof. Dr. Ferhat Pirinççi’yi umutsuz gördük:

“Hala tünelin içindeyiz ve işin kötüsü tünelin ucunda ışık da, umut verecek gelişme de yok.”

Ardından…

Tüm tarafların mevcut durumu devam ettirme noktasında durduğunu ekledi ve düşüncesini açıkladı:

“Suriye’de krizin çözülmesi için 4 ana aktör olan ABD, Türkiye, Rusya ve İran’ın mutabakata varmaları lazım. Onlar mutabık kalıp ateşkes sağlarsa kaçmak zorunda kalan insanlar kendi topraklarına dönebilir.”

Yaşamın normale dönmesi için Suriye’de en az 15 yıla gerektiğini ifade eden Ferhat Hoca dönüş konusunda şöyle düşünüyor:

“2015-2016 yıllarında bir araştırma yapmıştık. Türkiye’deki Suriyelilerin yüzde 75’i geri dönme eğilimindeydi. Aradan 3 yıl geçti. Geçen zaman kalma eğilimini arttırıyor.”

 

Irak’ta 13 yılda arpa boyu yol alındı

 

Ortadoğu Uzmanı Prof. Dr. Ferhat Pirinççi 2003 yılında Saddam’ın devrilmesi ve Amerika’nın işgaliyle başlayan Irak sürecini şöyle özetledi:

“Dünyanın 4. büyük petrol üreticisi, ama topraklarında güvenlik yok. Asıl sorun yönetim. Yolsuzluklar oluyor ve temel hizmetler yok. Elektrik, temizlik ciddi sıkıntı.”

Şunu vurguladı:

“2003-2019 arasında bir arpa boyu yol alındı. Siyaset kurumu cevap verecek mi derseniz, ben ümitsizim.”

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X