Dr. Mete Ekşioğlu
Dr. Mete Ekşioğlu

Beynimiz elden gitti

Beslenme alışkanlıklarımıza bağlı olarak vücudumuzun fiziksel ve ruhsal yapısında ciddi değişiklikler oluşabilmektedir. Bu gerçek, yüz yıla yakın bir zamandır bilinmektedir. Örneğin Arizona’nın PİMA yerlileri 1900’lü yılların başlarına kadar doğal ortamlarında bulunan ve genetik yapılarına uygun gıdalar ile beslenmekte idiler. Meşe palamudu, tam tahıllar, kabak, balık, fasulye, barbunya ve diğer baklagiller, yeşillikler temel gıda maddelerini oluşturuyordu. Diyabet ve obezite hemen hiçbirinde yoktu. ABD’nin çeşitli şehirlerine göç ettikten sonra gıdaları değişti. İşlenmiş ve katkılı gıdalar, un ve şeker ağırlıklı beslenmeye başladılar. Bugün dünyanın en obez 2. toplumu oldular. 40’lı yaşlara geldiklerinde hemen hepsi şeker hastası oldu. 45 yaşı aşanlar ise şanslı sayılmakta.

Yapılan son çalışmalar 8 saat açlıktan sonra ölçülen kan şekerinin 87 mg’ı aşması halinde kişinin diyabet riskinin bulunduğunu göstermektedir. Ancak gözden kaçan şudur: şekerden daha önce insülinin açlık miktarı kanımızda artmaktadır ve bu aşamada hastayı teşhis etmek önemlidir. Lancet adlı saygın tıp dergisinin 2009 yılındaki bir sayısında, erken safhada diyabetin tesbiti ile tamamen bu hastalık ortadan kaldırılabiliyor denilmektedir. Hatta ilerlemiş vakalarda bile çok ama çok dikkatli bir beslenme tarzı ve yaşam değişiklikleri ile harap olan pankreas (insülin salan organımızdır ve şeker hastalığında tahrip olabiliyor) kendini toparlayabilmekte ve bu MR incelemelerinde açık seçik görülebilmektedir.

Çok daha önemli bir durum var. ABD’de 700 yaşlı bireyin incelenmesi sonucu karın çevresi genişlemesi, beyin dokusunda azalma ile sonuçlanmaktadır deniliyor. Yani şişmanladıkça beynimiz küçülüyor. Beynimizin ön bölgesinin (frontal bölge) kanlanması azalıyor. Frontal bölge çok önemli işlevlere sahiptir. Dikkatimizin ve algılamamızın etkin olması, hatalardan ders çıkarabilme, problem çözme yeteneği, ileriye yönelik planlar kurabilme yeteneği, eleştiri ve empati yapma yeteneği hep bu bölgenin etkin çalışması ile gerçekleştirilir.

Genç yaşlarda unutkanlık, dalgınlık, algılamada güçlük yaşanması gibi hallerde mutlaka kişinin insülin ve kan şekerinin dikkatle takibi gerekmektedir. Bu basite alınacak veya hemen al şu ilaca başla denilecek durum değildir. Bu yeteneklerini kaybeden kişilerin toplumda ne duruma düşeceğini, yakınlarını, çevresini nasıl etkileyebileceğini bir düşünün.

Ülkemizde 7’den 70’e herkes biliyor ki obezite patlamış durumda. Elin oğlu da diyor ki göbek büyüdü mü frontal bölgen az kan alıyor. O halde sağınızda solunuzda, yakınınızda bulunan kişilere dikkat edin. Fark edeceksiniz. Unutkanlığı olan, dikkat dağınıklığı olan, problem çözme pratikliği kaybolan, hatalardan dersler çıkarmayan, empati yeteneğini kaybetmiş bir sürü birey yok mu? Ben çok görüyorum. Sanıyorum ki bu yazımı dikkatli bir şekilde okuyanlar da bana katılacaklardır.

Elin oğlu birkaç sene önce karın yağının artması beynin ufalmasına yol açar dedi ve kanıtladı. Ama yıllar önce benim atalarım zaten söyledi; Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X