Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ülkemizin yeni nüfus verilerini açıkladı.

Buna göre Türkiye’nin yeni nüfusu, yıllık binde 5,5 artışla 83 milyon 614 bin 362 kişi oldu.

TÜİK’in verilerine göre Bursa’nın nüfusu ise 3 milyon 101 bin 833’e ulaştı.

Rakamlar öyle gösteriyor ki, kırsaldan kaçış sürüyor. Türkiye’nin il ve ilçe merkezlerinde oturan nüfus oranı yüzde 93’e ulaştı.

Yani, kırsal mahallelerde, köylerde yaşayan nüfus oranımız yüzde 7’lere kadar geriledi.

Bir önceki yıl yüzde 7,5 olan kırsal nüfusu yüzde 7’e indi.

Başka bir ifadeyle, nüfusumuzun her 100 kişiden 93’ü il ve ilçe merkezlerinde yaşar hale geldi.

Peki, kentlerimiz ve belediyelerimiz bu yükü taşıyabilecekler mi?

Kırsaldan kente göçle dev yerleşimlere dönüşen şehirlerde insanca yaşam alanları ve modern şehirleşmenin gerekleri yerine getirilebilecek mi?

Kırsaldan kaçış ne yazık ki, kentlerimizi ve belediyelerimizin yükünü artırıyor. Belediyelerimiz artan nüfus karşısında planlamadan altyapıya, yeşil alandan diğer ihtiyaçlara kadara bütün hedeflerini revize etmesi gerekiyor.

Kırsaldan göçen nüfusun, geçmişte kentlerde çarpık yapılaşmaya neden oldukları ve ruhsatsız mesken sayısını da artırdığını biliyoruz.

Nüfusun bu denli hızlı biçimde kentleşmesi, beraberinde kırsaldaki tarım alanlarının kullanılamaz duruma düşmesine de neden oluyor.

Bunun da gelecekte kentli nüfusu doyurma, gıda ihtiyacını karşılama vb. gibi sıkıntılara da yol açması muhtemel.

O halde, kente göçen kırsal nüfusu tekrar geri döndürme yolları bulunamaz mı?

Elbette bulunur.

Türkiye, tarım ve hayvancılıkta sürdürülebilir bir program yürütemiyor. Bu alanda çalışacak insanımız girdi fiyatlarının sürekli değişkenliği karşısında tarım ve hayvancılığı terk etmek zorunda kalıyor.

Kırsalı yeniden cazip hale getirerek, kentin yükünü azaltmak kaçınılmaz hale geldi.

Bu açıdan kırsala dönecek nüfusun teşvik edilmesi, geri dönüşsüz hibelerle desteklenmesi şart.

Yoksa, kırsalda kalan yüzde 7’lik nüfusun kente akışının da önüne geçilemez.

 

Çevre Düzeni Planı için çevrimiçi çalıştay

 

1998 yılında onaylanan 1/100.000 Ölçekli Bursa 2020 Çevre Düzeni Planı miadını doldurdu.

Artan nüfus, ilin gelişim potansiyeli ve diğer etkenler göz önüne alındığında Bursa’nın yeni bir çevre düzeni planına ihtiyacı var.

Bursa Büyükşehir Belediyesi bu amaçla yeni bir Çevre Düzeni Planı hazırladı. Ancak bunun geniş katılımlı çalıştayla tüm kesimlerce benimsenmesi düşünüldü.

Büyükşehir Belediyesi, 2040 Yılı 1/100.000 Ölçekli İl Çevre Düzeni Planı için önümüzdeki 22-26 Şubat tarihleri arasında çevrimiçi olarak çalıştay düzenliyor.

Çalıştaya, Büyükşehir Belediyesi birimlerinin yanı sıra, Bursa’nın yatırımcı kuruluşları, ilçe belediyeleri, Bursa Kent Konseyi,  BTSO, sanayici ve iş adamları dernekleri, kamu kurum ve kuruluşları, organize sanayi bölgeleri, belediye şirketleri, üniversiteler birer temsilci vererek görüşlerini online olarak bildirecekler.

Kuruluşları kendileri adına görüşlerini aktaracak isimleri 8 Şubat’a kadar Büyükşehir Belediyesi’ni bildirecekler.

Bursa’nın yeni plan anayasasını, 1998’de olduğu gibi yine geniş katılımlı bir benimsemeyle hazırlama çabalarını önemsiyoruz.

 

Kırsal mahalleler de gaz istiyor

 

6360 Sayılı Bütünşehir Yasası ile ilin genelindeki bütün yerleşimler mahalleye dönüştü. Kırsal da olsa mahalle statüsü kazanan yerleşimler tıpkı kent merkezlerindeki mahalleler gibi burada bulunan bütün hizmetleri talep ediyorlar.

Yasal olarak buna hakları da var.

Bu minvalde Bursa’nın kırsalındaki mahallelere de doğalgaz götürülmesi isteniyor.

Osmangazi ilçesine bağlı Güneybudaklar Mahallesi Keles yolu üzerinde kırsal bir yerleşim.

Muhtar Ali Öztürk 400 haneli mahallesine doğalgaz bağlanmasını istedi.

Öztürk, “Hakkımız olanı istedik, dilekçemizi verdik. Sonucu bekleyeceğiz. Mahallemiz için hayırlı olsun” dedi.

EPDK, kırsaldan gelen bu taleplere duyarsız kalmamalı.