İhsan Aydın
İhsan Aydın

Kırcaali Kent Meydanı ve Millet Bahçesi’nde şantiye kuruldu

Bir süre önce Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş‘ın basın toplantısıyla duyurduğu Doğanbey Konutları bölgesinde inşaa edilecek Kırcaali Kent Meydanı ve Millet Bahçesi ve Sosyal Donatı Alanlarının yapımına başlandı.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘nın yapımını üstlendiği, TOKİ‘nin ihale ettiği projede yer tesliminin ardından yüklenici Lef Yapı firması şantiyesini kurup, inşaata başladı.

Fevzi Çakmak Caddesi üstünde, eski İller Bankası arasını da kapsayan inşaatın 400 günde tamamlanması bekleniyor.

17 bin 700 metrekarelik alanda uygulanacak proje içinde 2 katlı yeraltı otoparkı da da bulunuyor.

Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın Bursa‘daki 2. millet bahçesinin gelecek yıl şekillenmesi bekleniyor.

Proje tamamlandığında Doğanbey konutları bölgesinde de dev bir rekreasyon alanı ortaya çıkacak.

Yüklenici şirketin yeraltı otoparkının hafriyatını almaya başladığını görüyoruz.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘nın yatırımlarını kentimizde saha sık görmeye başladık.

Bakanlık yakın gelecekte yıkılan Atatürk Spor Salonu‘nun yerine de modern bir spor kompleksinin inşaatına başlayacak.

Ayrıca yıkımı başlayan yeni Çelikpalas Oteli‘nin bulunduğu bölgeye de Çekirge Teras Projesi‘ni hayata geçirecek.

Devamında da Gökdere Millet Bahçesi‘ne başlanacak.

Ankara‘nın yıllardır Bursa’ya olan mesafeli duruşunun bu dönem değişik projelerle yavaş yavaş kalktığını görüyoruz.

İnşallah devamı gelir.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Murat Kurum‘un kentimize olan ilgi ve yakınlığından bir Bursalı olarak memnun olduğumuzu da ifade etmek isteriz. Bakan bey, belediye başkanlarımızın götürdüğü projeleri geri çeviremiyor.

Aman nazar değmesin.

 

Bir doktorun toplumsal vurdumduymazlık isyanı

Dr. İbrahim Ocak‘ı Prof. Dr. Türkan Akyol Göğüs Hastalıkları Hastanesi Başhekimliği‘nden tanırız.

Oranın branş hastanesi olarak kalması ve eskimiş binasının yerine yenisinin yapılması için çok çabaladı ama siyasiler Prof. Dr. Türkan Akyol Göğüs Hastlıları Hastanesi’ni yıktılar ve yenisini de yapmadılar.

İbrahim Hoca, şimdi Sağlık Bilimleri Üniveristesi‘ne bağlı Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi‘nde hekim olarak görev yapıyor.

Son günlerde Dr. Ocak tüm sağlık çalışanları gibi virüsle mücadelede bir hayli yoruldu.

Hatta, biraz da mensubu olduğu camianın sahiplenmeyişi ve gönül kırıklığıyla istifa etme, emekli olma kararı aldı ama bakanlığın son istifa ve emeklilik yasağı genelgesine takıldı.

Zaman zaman sosyal medya hesabından kendilerinin virüsle mücadelede gösterdikleri çabaya toplumsal bir karışılık bulamamaya tepki veren paylaşımları dikkatimizi çekiyor.

En son şu paylaşımı önemliydi;

Akşam üstü Bursa FSM Bulvarı’ndan geçtim. Kafeler hınca hınç dolu. Özellikle Starbucks da küçücük masalar full dolu ve hiç kimsede maske yok.”

İbrahim Hoca devamında şunları da vurgulamış;

Şimdi ben hasta bakmaya yetişemiyorum. Acil Kovid poliklinikleri çok çok yoğun. Hasta odaları 3 kişiye çıkarılıyor. Dahası ilaç sıkıntısı da var. Bir yandan ölüm kalım savaşı veren hastalarla onlara yardım etmeye çalışan sağlık çalışanları diğer yandan cehaletin, aymazlığın dibini bulmaya çalışan anlamazlar var.”

Ardından toplumdaki yanlış anlamaya da dikkat çekmiş ve bakanlıktan beklentisini şöyle anlatmış;

Bir yanlış anlama da var; Sağlık çalışanları kimse için adanmadı. Bakanlığın sağlıkçılara koyduğu istifa, emeklilik ve izin yasağının kalkmasını istiyoruz.”

Dr. Ocak, kısıtlamaların yeterli olmadığını da düşünüyor ve şunları öneriyor;

Emniyet birimleri denetimlerini artırıp bu tür mekanlara ve umursamazlara caydırıcı cezalar yazmalıdır. Tutturulmuş, bir saglıkçılar da sağlıkçılar. Daha ne yapalım?”

Hakikaten, onlar cansiparene Covid-19 ile mücadele ederken toplum bu salgını ciddiye almıyorsa doktorlarımız, sağlıkçılarımız daha ne yapsın?

Vakalardaki artış, sanki sürü bağışıklığı ile ‘kalan sağlar bizimdir’e doğru gidiyor.

İbrahim Hoca’ya hak vermemek elde değil.

Halk deyimiyle, aklımızı başımıza toplamak durumundayız.

 

İkinci şampiyon neden Vakıfköy’den çıkmasın?

Hafta sonu, aylar sonra maça gittik, Bursaspor‘un evinde Adanaspor‘u konuk ettiği müsabakayı izledik.

Bursa Büyükşehir Stadyumu‘ndaki karşılaşma pandemi tedbirleri kapsamında seyircisiz oynandı.

Hatta öyle ki, basın tribününde gazeteci de yok denecek kadar azdı.

Seyircisiz maçın keyfi yoktu ama meslektaşlarımız da Bursaspor‘dan ümidini kesmiş. Eskiden oturacak yer bulamadığımız basın tribünü bomboş idi.

Taraftar maça gelememişti, fakat ruhu oradaydı. Maraton tribünündeki koltuklara kartonlardan uygulanan kareografi görülmeye değerdi.

Sahada oynayan gençlerin tamamının yetiştiği Bursaspor‘un futbolcu fabrikası Vakıfköy‘e özel vurgu vardı.

En üstte, “2. Şampiyon Vakıfköy’den çıkacak” yazıyordu.

Borç batağındaki Bursaspor zaten başka seçeneği de yok.

Şampiyon da olsa bir alt lige de düşse bunu Vakıfköy‘den yetişen gençlerle yapacak.

2. şampiyon neden oradan çıkmasın?

Gençler 90 dakika boyunca kazanmak için çabaladılar ve o çabaları son saniyelerde penaltı golüyle taçlandı. Adana‘yı yenip 3 puan aldık ama Bursaspor henüz zirveye oynayacak güçte değil.

İkinci yarı tahta açılıp, iyi, tecrübeli isimler takıma monte edilmeden istenilen o şampiyonluk zor görünüyor.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X