Dr. Mete Ekşioğlu
Dr. Mete Ekşioğlu

A Bağdat’ın paşası

Kıymetli okurlarım. Çoğunlukla sağlık konulu yazılarımla sizlere yararlı olmaya çalışıyorum. Hekimlik sadece hastayı muayene edip ilaç yazmaktan ibaret bir meslek değildir. Hekim, çevre şartlarının insanı nasıl etkilediğini de bilmelidir. Aynı zamanda bunların çarelerini de. Olaya objektif bakmak zorundadır. Örneğin dere yataklarına yapılan yerleşim birimlerinin sel ile can ve mal kaybını doğuracağını dile getirip ilgili kurumları eleştirirken buraya ev yapan kişilerin  kirli atıklarının da çevreyi kirlettiğini ve bunda vatandaşın açık bir kabahati olduğunu yüreklice belirtebilmelidir.

Siz yeter ki hata bulmak isteyin, bulursunuz. Zamanında Bağdat’ın bir paşası varmış. Tek kızını evlendirecek. Öyle bir çeyiz düzeceğim ki 40 gün herkese açık olacak ve bir eksik bulamayacaklar demiş. Gerçekten de 39 gün kimse bir eksik bulamamış. 40. gün akşama doğru çeyizin sergilendiği alanı gezen yaşlı bir kadının gözü çeyizdeki mangala takılmış. Mangalın maşasını göremeyen kadın demiş ki: A Bağdat’ın paşası, hani bunun maşası?

Yazacağım satırları tamamen içtenlikle, herhangi bir siyasi taraf gözetmeden yazdım. Hep düşünmüşümdür. Düşünmekle kalmayıp sesli de dile getirdiğim olmuştur. Bizi yönetenleri eleştirmek o kadar kolay geliyor ki bizlere. Kaçımız kanserle mücadele eden bir derneğin yararına çalıştık? Kaçımız hayvanlara işkence yapılırken koşturan hayvanseverlere destek verdik? Kaçımız sokakta bir kadın veya çocuk dövülürken telefon kamerasına çekmek yerine en azından polise bildirdik? Vatandaş olarak acaba bizler üzerimize düşeni ne kadar yapıyoruz? Ülkemize ne kadar kıymet veriyoruz? O kırmızı beyaz bayrağımızı taşıdığımız oranda gerçekten bu bedeli kanla ödenmiş topraklarımıza, insanımıza yani her zerresi ile vatanımıza ne kadar saygı gösteriyoruz. Almanya’da yere sigara izmariti atmayan, tükürmeyen bir vatandaşımız ülkemize geldiğinde tersini yapabiliyor. Elinde halen kullanabileceği bir telefonu varken yenisi çıktı diye boğazından keserek bunu alabiliyor. Eskiden birer kışlık ve yazlık ayakkabı yeterli olurken şimdi pantolonların veya eteklerin rengine uysun diye pek çok çift yazlık, kışlık ve baharlık ayakkabı alınıyor. Tasarruf denilen kültür ortadan kalktı ve çocuklar kumbaranın ne olduğunu bilmiyor. Yokluk zamanlarından gelen ülkemiz zengin olabilir, pek çok şeye ulaşmak kolay olabilir ama zenginlik ile savurganlık birbirine karıştırılıyor. Vatandaş olarak çok ama çok hatalar yapıyoruz.

TEŞEKKÜRLER

Kişilerin özgürlükleri, bir diğerinin özgürlüğünü kısıtladığı yere kadardır. Bu sayfalarda çok yazdım. Gecenin bir yarısında hastası, cenazesi olan, gün boyu çalışarak evine yorgun argın gelip rahat bir uyku çekmek isteyen insanlar iğrenç egzoz sesleri ile, motor gürültüsü ile rahatsız oluyorlar diye. Kalıcı kulak hasarı, stres yolu ile hormonal dengede bozukluklar ve daha pek çok sağlık sorunu bu yolla gelişebilmektedir.

Bu konuda şükürler olsun çok ciddi yaptırımlar getirildi. Çevreyi rahatsız edenlerde, drift atanların sayısında belirgin azalmalar var. Bir vasıfa sahip olmadan nasıl bir ruh yapısı ile taktıklarını iyi bildiğim çakarları ile trafiği aksatanlara, trafikte elinde telefon ile kendisini ve çevresini tehlikeye sokanlara, kırmızı ışığı umursamayanlara, makas atanlara ve daha pek çok hataya ciddi yaptırımlar geldi. Duyarlılığından dolayı yetkililere teşekkür ediyorum. Devlet üzerine düşeni yaptı, sıra vatandaşımızda. Güzel bir ülkemiz var. Neme lazım değil, bize lazım.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X