En önemli temizlik maddesi hangisidir diye sorduğum yüzlerce hastamdan aldığım ilk cevap hep deterjan olmuştur. Kimi süpürge, kimi de farklı şeyler söylese de su olmadan temizlik yapamazsınız. Vücudumuzun da temizlik yapması için suya ihtiyacı vardır. İnsan vücudunun yaklaşık % 65 kadarı sudur, beynimizin ise % 85’i. Bu oranın korunması uzun ve sağlıklı bir ömür sürmeniz açısından çok önemlidir.

Suyun önemi ile ilgili kitaplar dolusu bilgiler yazabilirim. DNA tamirinden tutun da besinlerin parçalanıp vücudun ihtiyacı olan bileşiklere dönmesine kadar. Eklem boşluklarının yağlanmasından tutun da hormonların yapımına kadar. Ancak bugün üzerine basa basa su içmeyen, gizli susuzluk çeken okurlarıma çok yararlanacaklarına inandığım bazı bilgileri güncellenmiş hali ile yazacağım. Bu bilgiler uygulandığında sayısız yararları yanında ömrünüzün uzun ve sağlıklı olması açısından da sizlere destek olacaktır.

Vücudumuzu bir ülke gibi düşünün. Bu ülkenin karayollarında bazı merkezler vardır ve susuzluğumuzu algılayıp bizlere su içirtirler. Yaşlı insanlarda bu merkezlerin sayısı azalır. Bu nedenle yaşlılar ileri derecede susuz kalana kadar su içmeyebilirler. Yolda yürürken fenalaşan, başı dönüp yere yığılan veya sık sık baş dönmesi ve halsizlikten yakınan bir yaşlı insanda bu durum göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle yapılması gereken şey çift veya tek saatlerde 1 bardak su içmeyi kural haline getirmektir. Yazın su ile birlikte tuz kaybı da çok olacağından, hele bir de tuz kısıtlaması yapılıyorsa 3 su bardağı başına 1 pirinç tanesi kadar kaya tuzunu ağızda eriterek almak çok yararlı olabilir. Unutulmasın ki bugün hemen her laboratuarda kandaki tuz oranımızı ölçebiliyoruz.

Şu yanlış bilgilerden kurtulmalıyız:

1-‘’Susuzluğun tek göstergesi ağız kurumasıdır’’. Bu çok eksik bir bilgidir ve ağız kuruluğu belli bir yaşta hissedilmeye başladığında pek çok hayati organımız susuzluktan dolayı tahribata uğramış olabilir.

2-‘’İnsan vücudu yaşamı boyunca su alımını dengeli bir biçimde düzenler’’. Az önce yaşlı bireylerden söz ederken bunu açıkladım.

3- ‘’Pek çok sıvı alımı ile susuzluğumuzu giderebiliriz’’. Bizzat benim gözlemlediğim yüzlerce su oranı çok düşük hastalar oldu. Özellikle günümüzde gençler ve çocuklar hatta bazı yetişkinler susuzluğunu kafein ve benzeri maddeler içeren içecekler ile gidermeye çalışıyorlar. Bu zamanla vücutta kronik bir susuzluk yaratıyor. Kronik susuzluk da eklem ağrılarından depresyona kadar pek çok alanda bizleri sıkıntıya sokuyor.

4-‘’İnsan vücudunda susuzluk anında yedeklenmiş depolar vardır’’. Kesinlikle böyle bir depomuz yoktur ve suyumuzu günlük almak zorundayız.

Nedensiz yorgunluklarda, yüz kızarmalarında, sinirlilik, endişe ve nedensiz öfke durumlarında, keyifsizlik ve yetersizlik duygu durumlarında, başağrılarında, ileri yaşlardaki uykusuzluklarda, nedensiz sabırsızlıklarda, rüyalarda dere, deniz, kaynak görme durumlarında, dikkat sürenizin kısaldığı durumlarda, sağlıklı bir akciğere rağmen solunum yetersizliği hissinde, kahve, asitli içecek veya alkollü içeceklere aşırı düşkünlük durumlarında farkında bile olmadaan gizli susuz olabilirsiniz.

Su gibi aziz olun.