Dr. Mete Ekşioğlu
Dr. Mete Ekşioğlu

Geh bili bili

Horozumu kaçırdılar, damdan dama uçurdular diye başlayan bir çocuk şarkısı vardır. Horozunu arayan çocuk onu geh bili bili diye çağırır. Genellikle tavuk yetiştirenler bu sihirli cümleyi söyledilerinde tavuklar bana bir şey verecek diye koşarak çağıranın yanına gelirler.

Dilimizde tat tomurcukları bulunur. Tat duyularını algılayıp beyindeki ilgili merkezler ile bağlantı kurarlar ve gıdalarımızın seçiminde ilk aracılarımız bunlardır. Acı, tuzlu, ekşi ve tatlı duyuları başlıcalarıdır. Çalışmalar kanıtlıyor ki erken çocukluk çağlarında dil tomurcuklarımız ne kadar şekerli gıdalar ile temas kurarsa bu ileride bizi şeker bağımlısı bir birey yapıyor.

Teknoloji her alanda ilerliyor. Gıda teknolojisi de tabii ki. Dildeki tat tomurcuklarının bu sihirli dünyasını keşfeden teknoloji, bu yolla ekonomik açıdan büyük kazançlar sağlamaktadır. Hekimliğimi ayrı bir tarafa koyduğum zaman bu insanlara size garip gelse de söyleyecek bir lafım yok. Talep var ki üretiyorlar. Üstelik yeni iş sahaları, burada çalışan ve ekmek yiyen insanlar, ülkeme vergi kazandırmaları da ayrı bir boyutu işin.

Ancak durum halk sağlığı ve ülkenin gelecek nesilleri olunca iş farklı boyuta taşınıyor. Ülkemizde obezite aldı başını gidiyor. Çocuklarımız spor bilmeyen, gıdaları trans yağ, un ve şekerden ibaret, vitaminsiz, otistik, kulaklıkları takarak dünyadan kendini soyutlayan bireyler haline dönüştü. Genç yaşlarda çantalarında depresyon ve uyku ilaçları, mide asidini bastıran sözde mide koruyucular var. Mutlu olmak için spor ve kaliteli gıdalar yerine aniden vücutta serotonin denen mutluluk hormonunu artırıcı abur cuburlar ile öğünlerini geçiştiriyorlar. Bir müddet sonra da vücut bu gıdalar olmadan serotonin yapmıyor. Oysa aldığı basit maddeler ile bütün fiziksel ve ruhsal ihtiyaçlarını karşılayabilen bir canlı mahluk bugüne kadar daha yaratılmamıştır. Kitaplarda besin tarif edilirken, “yaşamsal işlevlerin sürdürülebilmesi için gerekli besleyici maddeler’’ tanımı kullanılmaktadır. Ne kadarını alıyoruz? O zaman yaşamsal işlevlerimizi tam olarak yerine getirebiliyor muyuz?

Cipsler, asitli içecekler, şekerli bir takım gıdalar çocuklarımız için adeta geh bili bili diyor. Erişkinlerimiz için de öyle. Erişkinler çocuklarının beslenmesine mümkün olduğunca dikkat etmelidirler. Aldığımız gıdaların tam olması, yani canlı hücre bulundurması (yeşillikler, diğer sebze ve meyveler, taze et ve süt ürünleri), probiyotik açısından, lif açısından zengin olması, binlerce yıllık bizi biz yapan genetik yapımıza uygun olması, bizleri sağlıklı kılan en önemli etkenlerdendir.

Yapılan binlerce karşılaştırmalı çalışma var beslenme ve hastalıklar üzerine. Geleneksel metotlara bağlı kalarak beslenmek çok önemlidir. Halen kanserlerin, kalp hastalıklarının, otizmin, allerjilerin çok az olduğu topluluklar var mı? Var. Hekim yüzü görmeden 80’li yaşlara gelenler var mı? Var. Dikkat edin siz de göreceksiniz. Bu toplulukların ortak özelliği geleneksel beslenme sistemlerine bağlı kalmalarındandır. Geh bili bili bunlarda işlemez.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X