Dr. Mete Ekşioğlu
Dr. Mete Ekşioğlu

Sakla samanı gelir zamanı

Köşe Yazısını Dinle

Bu kıymetli atasözümüz yılların tecrübeleri ile süzülegelmiştir ve bu 4 kelime çok şey anlatır. Bu haftaki yazımda sizlere bilimsel çalışmalardan derlemeleri başlıklar halinde sunmaya çalışacağım. Faydalı olmayı umuyor, sağlıklı günler diliyorum.

SEBZELER KANSER HÜCRELERİNİ ÖLDÜRÜYOR MU?

Kıymetli okurlarım. 2009 yılında yapılan geniş kapsamlı bir çalışma en sık görülen kanser türleri ile bunların ilerlemesini durduran ve hatta tedavilerine yardımcı olan bitkileri incelemiş. Bu yazım asla bu kanserlerde sadece bunları kullanın amacını taşımamaktadır. Ömrünü bilime ve hastalarına adamış birçok onkoloji uzmanımız var. Öncelikle tedavi ve takip onların işidir ve hekiminizin önerilerine dikkat edin. Ben sadece bu çalışmayı sizlere ve ilgisi olan meslektaşlarıma iletmekle görevliyim.

Kanada Quebec Üniversitesi’nde yapılan bu çalışmada (laboratuar ortamında ve seyreltilmiş, 20 damlasında 166 miligram sebze özü olan çalışma sıvısı ile) mide, meme, böbrek, akciğer, prostat, pankreas, beyinde görülen 2 tip kanserin tedavisinde yaklaşık 34 bitkinin özütü nasıl etki gösteriyor diye incelemeler yapılmış. Farklı sebze özütleri farklı kanser türlerinde daha etkili idi.

Domatesten bibere, havuçtan sarımsağa, ıspanaktan yeşil soğana, meşe palamutundan lahanaya kadar değişen tam 34 bitkinin incelenmesi ile şu sonuçlar ortaya çıkmış: Genel olarak sarımsak, brokoli, lahana (her türü), pırasa, ıspanak, yeşil soğan adı geçen kanser hücrelerinin büyümesini engellemek adına çok etkili. Kuşkonmaz, brokoli, pancar, turp, taze fasulye, kuru soğan, şalgam etkisi iyi de olsa biraz daha geriden gidiyor. Domates, patlıcan, kereviz, biber, havuç, patates ise bildiklerimizin aksine daha az etkili.

Bu sebzelerin birer antioksidan deposu olduğu ve öğünlerimizde sık sık bunları tüketmemiz gerektiği unutulmamalıdır. Özellikle hızla batı tarzı beslenmeyi benimseyen ve sayıları hızla artan çocuk ve gençlerimize sağlıklı bir vücut için bu gıdaların önemi her zaman hatırlatılmalıdır.

MADEN SUYU YARARLI MIDIR?

Öncelikle birçok kişi maden suyu ile maden sodasını aynı şey zannetmektedir. Maden suyu kaynağından çıkıp direkt olarak şişelenendir. Maden sodasına ise karbondioksit gazı katılmaktadır yani doğal değildir. Maden suları normal sulara göre daha fazla mineral içermektedir. Özellikle magnezyum içermesi sağlık açısından çok yararlıdır. Magnezyum içeriği bol olan suların kullanıldığı bölgelerde bazı hastalıklara çok ender rastlanılmaktadır.

Maden suları sindirimi kolaylaştırır ve günde 2-3 bardak, hatta daha da fazla içilebilir. Sadece kronik böbrek rahatsızlığı olanlar bu konuda dikkatli olmalıdırlar. Böbrek taşları olan hastalara maden suyu yasaklanmasına rağmen bunu kanıtlayan bir çalışma yok. Tam tersine böbrek taşlarının oluşumunu azaltıcı ve idrar yolu enfeksiyonlarının önlenmesinde rolü var.

SU TANSİYONU DÜŞÜRÜCÜ ETKİYE SAHİPTİR

Kronik susuzluk çeken ve bunun farkında olmayan birçok insan vardır. Hele ileri yaşlarda kişi çok ciddi su ihtiyacı olana kadar susadığını farketmez. Birçok kişi yaz aylarında düşüp bayılarak acillere gelir ve az bir miktar serum ile kendine gelir. Yaş ilerledikçe susama hissini veren küçük algılayıcılar azalmaya başladığı için su içmeyi bir disiplin altına almak gerekir.

Kronik susuzlukta beynimizin hücreleri daha çok su ister. Vücudumuz da önceliği beyine verir.

Bu kez el ve ayaklara daha az kan gider. Bunu önlemek için vücudumuz histamin adlı bir madde salgılayarak damarları kasar ve tansiyonumuz yükselir. Histamini önleyen ilaçlar aldığınızda ise tansiyon düşüyor ama bu kez beynimize daha az kan gidiyor ve başka şikâyetler oluşuyor. Bu olayı ise su içmek kökünden çözüyor.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X